Dört kez Kazakistan güreş şampiyonu olan ve Sidney Olimpiyatları dünya ikincisi Bayramuklanı İslam, 12 Temmuz 1971 yılında, Karaçaylıların 2 Kasım 1943 yılında sürgün edildiği Kazakistan'ın Cambul Bölgesi Lugovoe köyünde düyaya geldi. 8 sınıfı bitirdikten sonra Alama-Ata'da yatılı spor okuluna kayıt oldu. Hayalinde tek hedefi, dünyaca tanınmış bir sporcu olmaktı, bu arzusundan dolayı özellikle de bu okulu istemişti.
Seçimini neden bu spor dalında verdin? Yani güreşte?
Her şey henüz ben ikinci sınıftayken, gözümü ayıramadığım, üzerimde büyük etkisi olan 1980'de ki Moskova Olimpiyatlarını seyretmem ile başladı. İşte o zaman kesin karar verdim sporcu olmaya. Önce, her köylü çocuğu gibi sporla uğraşmaya evde başladım. Kıt kanaat imkanlarla. Hatta aileme yardım etmek bile spordu. Onuda yapıyordum. İlk amatörce karşılaşmam çocuklar arasında düzenlenen güreş müsabakalarıydı. Bu müsabakalarda güreşe olan yatkınlığım ve yeteneğim gözden kaçmadı.
Spora olan sevginiz, bağlılığınız demek bu kadar büyükdü?
Evet, hatırlıyorum, babam "Sovyetskiy Spor" gazetesine aboneydi. Gazete eve gelir gelmez ilk sayfadan son sayfasına kadar her satırı okurdum. Gazetenin gelmesini dört gözle beklerdim. Postacıyı kapının önünde beklerdim. Postacı daha gazeteyi posta kutusuna atmadan elinden ben alıp okurdum. Sporu sevmek ve isteyerek spor yapmak-bunlar çok önemli.
Spor okulunu bitirince eğitiminize nerede devam ettiniz?
Kazakistan Devlet Üniversitesi Spor Akademisine kaydoldum. Akademiyi bitirince antrönörlük ve öğretmenlik diplomamı da aldım. Okuduğum akademide spor için tüm imkanlar verilmişti. Antremanlarımız bir gün bile aksamadı. Çok disiplinli bir okuldu. Olimpiyat şampiyonu olmamda bunun etkisi büyük oldu.
İlk büyük başarını ne zaman elde ettin?
1991 yılında "son" Sovyetler Birliği Kupasını kazandım. Ondan sonra zaten Sovyetler birliği olmadı. 1992 yılında Bağımsız Devletler Topluluğu şampiyonu oldum. 1996 yılında Atlanta Olimpiyat Oyunlarına katıldım ama beklediğim başarıyı orada elde edemedim. 2000 yılında beklediğim başarıyı yakaladım. Sidney Olimpiyatlarında dünya ikincisi oldum.
Şampiyonluk yolunda büyük güçlüklerle karşılaştın mı?
Birçoğu, artık 29 yaşıma geldiğimi, bunun sporcu için kritik bir yaş olduğunu söylüyor. Sidney olimpiyatlarından 1 yıl önce dizimi çok kötü sakatlamıştım. Uzun süre antreman yapamadım. Halbuki rakiplerim devamlı antreman yapıyorlardı ve benden bir kaç adım öndeydiler. Başarıyı elde etmem zor oldu. Sidney 'e bu durumda gitmiştim , ama olimpiyatdan galip dönen ben olmuştum.
Olimpiyatlarda aldığın gümüş madalya sence yeterli mi?
Ne kadar çalışmışsak o kadar karşılığını alıyoruz. Sahip olduklarıma şükrediyorum.
Sidney olimpiyatlarından sonra sporu bırakmayı düşünmediniz mi?
Tam tersine, daha çok çalışma ve daha başarılı olma isteği hissettim. Atina olimpiyatlarına 4 yıl vardı ve benim bu olimpiyatlara hazırlanmamam için ciddi hiç bir mazeretim yokdu. Atina Olimpiyatları için antreman yapmaya ancak Aralık 2003 de başlayabildim ve kendime "hayır" kelimesini yasakladım. Herşeyi bırakabilirdim. Herşeyim vardı. Ama milletimin tarihi adına bırakacaklarım henüz bitmemişti ve içimde o güç vardı. Antremanlar için Kislovodska gittik takım olarak. Antremanlarımı ağırlaştırdım. Ama yine şanssızlık eseri omuzumdan travma aldım. Atina olimpiyatlarından sonra sporu bırakmaya karar verdim.
Peki daha sonrasında ne yaptın?
Artık boş vaktim boldu. Kazakistan'da ki bazı derneklerde aktif olarak görev almaya başladım. Kazakistan'da Kazakistan Halkları Asamblesi var. Bunlardan biriside Karaçay-Balkar Kültür Derneği "Mingi Taw"dur. Ben bu derneğin gençlik kolu adına cevap veriyorum şimdi.
Ailen hakkında biraz anlatırmısın?
Ailemiz kalabalıktır. Annem, babam ve 5 kardeş. Bir kız kardeşim var, Zalina. 2 büyük kardeşim var-Almaz ve Ruslan. Küçük kardeşim Rasul-çok iyi güreşiyor ve benim yolumda başarıyla ilerliyor. Kazakistan Spor Akademisini bitirdi. İlk karşılaşmasında Kazakistan Güreş Şampiyonu oldu. Ama ne yazık ki güreşi bıraktı ve işadamı oldu.
Vatanından çok uzakta yaşıyorsun. Köklerini unutmazmısın bu durumda?
Kazakistan'da doğdum ve büyüdüm. Spora burada başladım. Ama köklerimi, tarihimi ve dilimi hiç bir zaman unutmuyorum, unutmayacağım. Karaçay-Çerkes'de benim pek çok akrabalarım ve yakınlarım var. Nerede ve hangi ülke adına yarışırsam yarışayım herkes biliyor, ben Karaçaylıyım.
Gelecek planların nedir?
Sosyal aktiviteler, dernek işleri ile meşgul olacağım. Ama tabii ki spordan uzaklaşmayacağım. Antremanlara ve antrönörlüğe devam edeceğim. Spora 22 yılımı verdim. Özel hayatımı planlayacağım. Daha yapacak çok şey var.
_____________________________________
Röportaj: Maryana Urusmambetova
Tercüme: Dr. Murat Poyraz
Kaynak: www.elbrusoid.org
_____________________________________