Kuban Nehri'nin sol kıyısında, Hudes ırmağının sağ kolunun ona kavuştuğu yerin biraz altında bulunur. Karaçaylılar daha çok eski zamanlardan bu yana taşın gökyüzünden düştüğüne inanır ve ona adeta taparlarmış. Taş parçacıklarını belalardan ve kötü ruhlardan korumak üzere korurlarmış. Uzak yola çıkmadan önce taş parçacıklarını alıp tılsım gibi koynunda saklarlarmış. Devrim öncesi yazarlardan N.S. İvanenkov (1908) şöyle yazmıştır: "Kuban Nehri''nde , Kart- Curt Köyünün altında kutsal bir taş bulunur ve Karaçaylılar bu taştan parçacıklar alıp onları yeni inşa etmekte oldukları evlerinin temellerine koyarlar.
KARAÇAYNI KADAV TAŞI
Tercüme: Murat Poyraz
Kuban Nehri'nin sol kıyısında, Hudes ırmağının sağ kolunun ona kavuştuğu yerin biraz altında bulunur. Karaçaylılar daha çok eski zamanlardan bu yana taşın gökyüzünden düştüğüne inanır ve ona adeta taparlarmış. Taş parçacıklarını belalardan ve kötü ruhlardan korumak üzere korurlarmış. Uzak yola çıkmadan önce taş parçacıklarını alıp tılsım gibi koynunda saklarlarmış. Devrim öncesi yazarlardan N.S. İvanenkov (1908) şöyle yazmıştır: "Kuban Nehri'nde, Kart- Curt Köyünün altında kutsal bir taş bulunur ve Karaçaylılar bu taştan parçacıklar alıp onları yeni inşa etmekte oldukları evlerinin temellerine koyarlar. Bilim adamları da "taşın etrafına hala para, eşya ve ekmek bırakılır, yeni doğan çocukların mutluluğu, hasta babaların veya yakınların sağlığı ve her işte başarılı olmak için dua edilir" diye belirtirler.
Ona "Kilit taşı" demeleri Karaçay sınırlarında bulunduğundan değil (bu sınırlar daha ötelere uzanırmış), buradaki insanların ona halkın manyetik güçlü bir kalesi olarak, hatta milli koruyucu olarak tapmalarından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda "Karça Kilit taşı" veya sadece Karça Taşı olarak da bilinir, yani (Karçanı Kadav Taşı). Bu tanımlama, Timur'un yıkıcı seferlerinin ardından halkı bir araya getirne efsanevi Karaçay kahramanı Karça'nin (1395-1396) adı ile bağlıdır. Rivayete göre Karça, işbu taş üzerine oturmuş, krallık olarak yeniden doğan Karaçay devletinin temel taşlarını atıyormuş. Jeoloji araştırmalarına dayanarak taşın meteorit kökenli olduğu söylenir. Hatta gökyüzünden tahmini düşüş tarihi belirtilir–bundan 700- 800 yıl önce. Ancak Moskova bilim adamları (enerji- haber alanları uzmanları) taş parçacıkları üzerinde yapılan testlere dayanarak taşın bundan 11 000 yıl önce düştüğünü ve onunla birlikte Pasifik Okyanusu'na ona benzer bir taş düştüğünü ileri sürmektedir.
Kutsal taş hayali birçok Karaçaylı sanatçılara ilham vermiş ve vermektedir. Örneğin Halk Ozanı Nazir Hubiyev'in bestelemiş olduğu "Karça Taşı" halk ezgisi tanınmış Rus edebiyatçısı Nikolay Tihonov'un çevirisi ile tüm dünya kitaplıklarında, Sankt- Peterburg "Saltikov- Schedrin" Kütüphanesi'nde ve ABD Kongre Kütüphanesi'nde yer almıştır.
Karaçay Kilittaşı'nın kuzeyinde birkaç yüz metre ötede, Kuban Nehri sularında eski zamanlarda rağbet edilen daha bir jeolojik yapı bulunur. Ona Kuban Kilittaşı, yani Kobannı Kadav Taşı denilir. Bu tarihi ve doğa eseri henüz uzmanlarca araştırılmamış ve gizemi açıklanmamıştır.
Balkar'da tüm yerleşim yerlerinde ibadet bayrım taşları, yani (Meryem Ana Taşları) bulunurmuş, bunlara Karaçay'da* da rastlanırmış. Osetyalılar da, kadınların koruyucusu sayılan Meryem Ana'ya taparlarmış. Bununla ilgili ayinler ve dualar ve ibadet taşları varmış.
* Karaçay-Çerkes Halklarının Geleneksel Günleri Takvimi- Çerkesk, 1989. Sayfa 14, 17.