Kafkasya, Karadeniz ile Hazar denizi arasında uzanan yüksek sıradağların ve bu dağların üzerinde ve eteklerinde yer alan Abhazya, Adigey, Kabardey, Karaçay-Malkar, Osetya, Çeçen-İnguş ve Dağıstan ülkelerinin genel adıdır. Tarih boyunca, gerek Orta Asya ve Güney Rusya bozkırlarından gelen çeşitli Türk ve Hind-Avrupa kökenli atlı-göçebe savaşçı kavimlerin, gerek Karadeniz yolu ile batıdan gelen Yunan-Roma-Bizans-Ceneviz ticaret kolonilerinin, gerekse güneyden gelen çeşitli Ön Asya kavimlerinin göç ve istila hareketlerine sahne olan Kafkasya, bu kavimlerin bıraktığı etnik ve sosyo-kültürel unsurları günümüze kadar taşımıştır. Kimmer, İskit, Hun-Bulgar, Alan, Hazar, Kıpçak gibi Kuzeyden gelen Proto-Türk ve Türk kavimlerinin yanı sıra Kafkasya 'run etnik ve sosyo-kültürel yapısının oluşumunda ve şekillenmesinde Yunan-Roma-Bizans medeniyetleri ile Ön Asya medeniyetleri de etkili olmuşlardır. Dışardan gelen bütün bu unsurlar Kafkasya'nın yerli kavimlerinin etnik ve kültürel yapılan ile birleşerek ortaya yeni bir sosyo-kültür kalıbı çıkarmıştır. Bunda, Kafkasya' daki çeşitli halkların etnik yönden birbirleri ile karışarak akraba etnik gruplar haline gelmelerinin yani amalgamasyon sürecinin büyük rolü olmuştur. Bir etnik gruptan diğerine geçerek bir-iki kuşak içinde asimile olan fert yada aileler, beraberlerinde getirdikleri kültürel unsurların yeni katıldıkları gruba benimsetilmesinde önemli rol oynamışlar ve böylece Kafkasya halkları etnik yönden birbirleri ile karışırlarken, kültürel yönden de benzer yapılar oluşturmaya başlamışlardır. Kuzeyden gelen bozkır-göçebe kültürü ile Kafkasya'daki yerleşik kültürler arasındaki çatışma ve ilişkiler toplumsal iş bölümünü yaratmış ve bunun sonucunda ortaya çıkan özel mülkiyet sistemi Kafkasya halkları arasında sosyal tabakalaşma sürecini başlatmıştır. 14. yüzyıla kadar çeşitli Türk kavim ve devletlerinin hâkimiyeti altında bulunan Kafkasya'da, Altın Ordu imparatorluğunun yıkılarak Kafkasya üzerindeki hâkimiyetini kaybetmesiyle, 14-15. yüzyıllarda Kafkas toplumları arasında ilk feodal ilişkiler ortaya çıkmaya başlamıştır. Feodal sistem ve sosyal tabakalaşma en mükemmel biçimiyle Kabardeyler arasında kurulmuş ve onların etkisi altındaki baza Adige kabileleri ile Karaçay-Malkarlılar arasında da yayılmıştır. 19. yüzyılda en gelişmiş duruma gelen feodalizm ve sosyal tabakalaşma sistemi doğal gelişimini yasayamadan, Rusya 'run 1864 yılında Kafkasya'yı ele geçirmesiyle sona ermiştir. Kafkasya halklarının geleneksel hukuk sistemlerinde ve aile yapılarında da feodal ilişkilerin ve sosyal tabakalaşmanın derin izlerine rastlamak mümkündür. Kafkasya halklarının mitolojik eski inançlarında ve dinlerinde çok tanrılıIll inanç sisteminin etkisi görülmektedir. Bunların kaynaklarının çeşitli kavim ve medeniyetlere dayandığı anlaşılmaktadır. Karaçay-Malkar eski inançlarında Orta Asya Türk şamanizmi dikkati çekerken Adige ve Abhazlar'da Yunan-Roma mitolojilerinin izleri göze çarpmaktadır. Ancak bütün Kafkasya halklarının eski dinî inançları üzerinde 6. yüzyıldan itibaren bölgede yayılmaya başlayan hristiyanlık etkili olmuştur. Fakat bir süre sonra hristiyanlık inana Kafkas halklarının eski çok tanrılı inançları arasında eriyerek semavî din olma özelliğini kaybetmiştir. Kafkasya halkları etnik ve sosyo-kültürel yönden yüzlerce yıllık bir süreç sonunda bugün akraba milliyetler haline gelmişlerdir. Bu bakımdan onları ırk yada etnik köken kriterlerine göre sınıflandırmak ve farklı milletler olarak değerlendirmek bilimsel açıdan doğru değildir. Kafkasya halkları ancak dil gruplarına göre birbirlerinden ayrılarak sınıflandırılabilir.
Karaçay-Malkar Sosyo-Kültürel Yapısının Etnik Kökenleri ve Kültürleşme
- Dil: Türkçe
- Yıl: 1996
- Tez Türü: Doktora
- Yazar: Ufuk Tavkul
- Konu: Sosyoloji
- Sayfa: 345
Makale Dizini
Sayfa 1 / 2