Kafkasya’da Elbruz dağının doğu ve batısındaki yüksek dağlık vadilerde yaşayan Karaçay-Malkar Türkleri, tarih boyunca bölgede hâkimiyet kuran Kimmer, Saka (İskit), Bulgar, Sabir-Hun ve Kıpçak Türklerinin binlerce yıl süren etnik bütünleşmesinden süzülerek ortaya çıkmış bir Türk boyudur.
Karaçay-Malkar Türklerinin tarihi ve kültürü hakkında en eski bilgileri XV-XIX. yüzyıllarda Kafkasya’yı dolaşan Avrupalı ve Rus gezginlerin yazdıkları seyahatnamelerde bulmaktayız. Fakat bu gezginlerin bir kısmı bizzat Karaçay-Malkar Türklerinin arasında bulunmamışlar, Kafkasya seyahatleri sırasında ziyaret ettikleri yerlerde başkalarının Karaçay-Malkar Türkleri hakkında anlattıklarını yazmışlardır. Bununla birlikte bu gezginlerin seyahatnamelerinde verilen bilgiler Karaçay-Malkar Türklerinin eski tarihi ve kültürü bakımından çok değerlidir. Çünkü, Karaçay-Malkar Türkleri hakkında eskiye dair kayda geçirilmiş bilgi ve belge pek azdır. Karaçay-Malkar Türklerinin eski tarihi ve kültürüyle ilgili en önemli seyahatnamelerden biri de Julius von Klaproth’un 1807-1808 yılları arasındaki Kafkasya seyahatinden sonra yayımlandığı “Kafkasya ve Gürcistan’a Seyahatler” adlı eseridir. Eski seyahatnameler içerisinde Karaçay-Malkar Türkleri hakkında en fazla bilgiler Julius von Klaproth’un eserinde verilmektedir.
Bir Kızılderili "gün"e "kün", "kuş"a "kuşkuş", "it"e "it", "baba"ya "ata", "ev"e "uya", derse ve benzerlikler böyle sürüp giderse, akrabalık var mı diye akla gelmiyor değil. Biz buraya sadece dilbilimcilerin bulduğu dökümanları, delilleri sunacağız. Akraba mıyız, değil miyiz ona siz karar verin. Kızılderililer, Amerika'ya nereden geldiler, nasıl yerli oldular? Cevaplaması en gerekli soru bu zira cevabında makalenin cevabı gizli. Kızılderililer kıtalar kadar uzak olmasına rağmen, orada gece iken Kafkasya'da gündüz olacak kadar uzak iken nasıl oluyor da bazı kelimeler ve gramer bu kadar benzeyebilir? Bunun cevabı için çok eskilere, ama çok eskilere, Karaçay-Malkarların eski atalarının yaşadığı coğrafyaya ve o tarihlerde başlayan BÜYÜK TÜRK GÖÇÜ YOLLARI'na bakmak gerekiyor.
2 Kasım 1943'te Karaçaylılanı, 8 Mart 1944'te de Malkarlılanı, keçeni bir ortası çukularından kobarıp, üylerinden çıgarıp uşhok dipçikle bla ura tüye, vatan hainleri,banditle dep, em aman sözleni ayta asker kamyonlaga mindirip, tren istasyonlarına cıyıp, mal vagonlaga tuvarlanı cıygança tolturup, suvuktan,açtan kattıra cıyırma künnü temir colda süyrep, Kazakistan'nı çöllerinde aşarıksız, suvsuz, catar cersiz ne halıgız barese körügüz degença tögüp ketgenlerini ma bu kıyamada Karaçay Malkar milletni cartısın kırılganın Milletibizni köbüsü bilmeyese,ürenmegenise, yada bilip de san etmeyese KARAÇAYLILA, MALKARLILA KAYDASIZ? BARMISIZ? CAŞAYMISIZ? Dep sorganım tüz tüyülmüdü?
Sabaha karşı Malkar'ın Beştav köyünde evlerin kapılarını asker potinleri otomatik tüfek dipçikleri dövmeye başladı. Dağ vadilerimiz, öfkeli soldatlann ser buyruklarıyla doluverdi. Askerler dağlıların evlerine sorgusuz-sualsiz girdiler. Yaşlı-güçsüz çocuk, kadın demeden hepsini evlerinden sürüp çıkardılar. Tümünü askerî kamyonlara yüklediler. Malkar halkını ezelî yurtlarından süpürerek bir saat içinde Nalçik tren istasyonuna yığdılar.
2 kasım 1943 künnü keçesinde Karaçay'nı kavum ellerinde caşagan 33.0000 san sabiy 19.000 tişiruv 11 ming köbü kart kolu savut tutalmazlık erkişiden bolgan 63.000 Karaçaylını kışnı suvugunda koy sürüvleçe cıyıp mal vagonlaga mindirip, katlarına da 30 kiloluk bir cükden başha cuk aldırmay, 15-16 kün, colda ölgenleni bastırırga da madar bermey ata ata barıb, kalganlanı haydut [bandit] lanı keltirdik deb, Kazak'nı, Kırgız'nı çöllerine, aşsız, suvsuz catar cersiz tögüp ketkenlerini bu cahanim künlede 40.000 san Karaçaylı'nı ölgenini endi Karaçaylılanı barıda biledi. Bir tamırdan çıkgan tarihleri bir tilleri bir, kulturaları [kültürleri] bir, caşavları bir bolgan Karaçaylıla bla Malkarlıla Kavkaz'dağı honşuları bla aynı adetni aynı töreni cürütüp, bir közüvde birbirlerine çaphanları bolsada, ol zamannı caşav şartlarında baylıkları da cerinde bolup bek de kıynalmayın caşap turgandıla. 1800 lü cıllanı allında Orus Millet Karaçaylılanı caşagan cerleri bla birgeley Kavkaznı kavumuna köz salıp, sanı köp askerleri bla boyushaga alırga umut etti.
1904-1905 tarihleri aynı zamanda Karaçaylıların ıstırap dolu yıllarıdır. Bu tarih Karaçaylıların atayurtlarından zorla sürgün edilmek istendiği yıllardı. Bazı Karaçay elleri işte bu yıllarda atayurtdan Anadolu\'ya göç etmek zorunda kalmışlardı. Yine bu yıllarda Karaçaylı gençlerin çoğu zorla Rus-Japon savaşına götürülmüşlerdi. Karaçaylıların ne Ruslarla ne de Japonlarla hiçbir ilgisi olmadığı halde. Rus-Japon Savaşı için nitelikli, savaşçı askerler arayan Rus ordusu, aradıklarını "neredeyse sadece" Kuzey Kafkasya\'da bulmuştu. Karaçay, Balkar, Çeçen ve Dağıstan köylerinden gençleri askere toplamak isteyen Rusya, propaganda ve paraya karşılık gençlerin isteksiz olduğunu, bu işin böyle olmayacağını anlayınca askerliği bir nevi mecburi hizmete çevirdiler. Emir, Sant Peterburg'da ki Çar 2. Nikolay'dan geliyordu.
Dangıl tüzlede, tavladaça kün aşıgıvsuz akırın çıkmay, kim ese da bir dev tebergença erlay çıgıp cerni cılıtıp koyadı.Kün alay çıgıp cerni carıtsa, Stavropol şahardan uzak bolmay burungu şaharnı tübün aruv körgüzedi. Ol şaharnı atı Macar edi, deydile endigile. Anı burungu atı va Kırk Macar bolgandı. Burun zamanlada, Karaçay degen başçını üyürleri ol şaharnı tögereginde caşagandıla. Kırk Macar aları ara şaharı bolgandı.Ol üyürleni adamları alamat atçıla bolgandıla. Atda çaphan zamanda at bıla bir bolup kalgandıla. Anı üçün alaga şohları “carım adam-carım at” dep atagandıla. Anı üçün sanalgandıla ala kün çıkganda em usta atçılaga. Tuvar mal da tuthandıla ala.
Sayfa 8 / 8