1944 yılının ilkbaharında, II. Dünya Savaşından yeni çıkmış olan Kabardey-Malkar Özerk Cumhuriyeti var gücüyle savaş yaralarını sarıyordu. Savaşta büyük yıkımlar yaşayan Malkarlılar hayatlarını yeniden tanzim etmek için canla başla uğraşıyorlardı. Malkarlıların sürgün edilmesinden kısa bir süre önce, 2 Kasım 1943 tarihinde, Malkarlıların ikiz kardeşleri olan Karaçaylılar (63.323 kişi) da aynı akıbete uğramışlardı.
Tarihte “Alan” veya “As” adıyla anılan bu eski halk, M.Ö. dönemlerde bugünkü Kazakistan topraklarında yaşamaktaydılar. Miladi dönemin başlangıç yıllarında ise Alanların büyük bir bölümü Volga ırmağını geçerek Don ırmağı civarlarına, Kırım ve Kuzey Kafkasya topraklarına gelerek bu bölgelerde uzun yıllar hakimiyet kurmuşlardır. [s. 48] Alanların bir bölümü ise, M.S. V. yüzyılda bugünkü Ukrayna’nın güneyinde yaşayan Cermen-Got kavimleriyle birlikte Orta Avrupa üzerinden İspanya ve Fransa’ya kadar gitmişler ve hatta kuzeybatı Afrika’da bile izler bırakmışlardır.
Malkarlıların eski tarihi hakkında bazı önemli noktaları, bazı seyyahların eski dönemlerde Malkarlılar hakkında yazmış oldukları izlenimlerinden öğrenebilmekteyiz. Kuzey Kafkasya’yı işgal eden kavimler ve özellikle de Çarlık Rusyası tarafından Kuzey Kafkasya hakkında toplanan materyallerin saklandığı arşivler, Malkarlıların XIX-XX. yüzyıl tarihini ortaya koymamızda büyük katkı sağlamaktadırlar. [Sayı: 173, s. 39] Malkar halkının tarihi, birçok halkın tarihinde olduğu gibi, destan, efsane, hikaye ve halk şarkıları ile sıkı sıkıya bağlıdır. Çünkü Malkarlılar eskiden kendilerine ait bir yazı sistemine sahip olmadıkları için yüzyıllar boyunca yaşadıkları olayları hikayeler ve halk şarkıları yoluyla belleklere kaydetmişlerdir. Bu yüzden Malkarlıların eski tarihi ancak folklor ürünlerinin yardımıyla ortaya konulabilmektedir.
XIV-XVII. yüzyıllar, Karaçay tarihinin en az araştırılmış dönemleridir. Araştırmacılar bu dönemlerin tarihi ve kültürü hakkında değişik yorumlar getirirler. Bu dönemlerde Karaçaylıların nerelerde yaşadıkları bugüne kadar tam olarak açıklanamamıştır. Bunun nedeni ise o dönemlere ait yazılı kaynakların çok az olması ve arkeolojik çalışmaların yetersizliğidir. [s. 52] Ancak son yıllarda Karaçay’da yapılan arkeolojik çalışmalar, Karaçaylıların XIV-XVII. yüzyıl tarihini az da olsa aydınlatmaktadır.
Karaçay-Malkar Türkleri Kuzey Kafkasya bölgesinin en önemli Türk unsurlarından birini oluşturmaktadır. Karaçay-Malkar Türklerinin etnik oluşumu konusunda yıllardır devam eden tartışmalar sonucunda ortaya çıkan görüşlerden, Karaçay-Malkar Türklerinin etnik oluşumunda Hun, Bulgar ve Alan-As Türklerinin büyük pay sahibi oldukları anlaşılmıştır. [s. 16] Öte yandan, Kuzey Kafkasya'da Kuban kültürünün oluşmasında önemli rol oynayan Sümer ve İskit gibi eski kavimler ile 400 yıl kadar Kuzey Kafkasya'da hakimiyet kurmuş olan Hazar Türklerinin kültür unsurlarının Karaçay-Malkar Türklerinin kültür dokusunda yer aldığı da görülmektedir. Araştırmalar sonucu ortaya çıkan arkeolojik, etnografik ve linguistik veriler, Karaçay-Malkar Türklerinin Kuzey Kafkasya bölgesinde en az 5000 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
XIX. yüzyıl sonlarına gelindiğinde, Malkarlıların çok eski zamanlarda kurmuş oldukları; "Malkar [Çerek], Bızıngı, Holam, Çegem ve Orusbiy [Baksan]" adlı beş büyük köy ile 1867 yılında kölelerin azat edilmesinden sonra kurulan "Köndelen" ve "Kaşhatav" adlı köylerde yaşadıklarını görüyoruz. Bu köylerin nasıl kurulduğu, köylerin sosyal hayatı ve bu köylerde yaşayan sülalelerin kökeni hakkında, 1917 devrimi öncesi ve sonrasında yayınlanan kitap ve makalelerde ileri sürülen görüşler genellikle birbirleriyle uyuşmamakta ve çelişmektedir. Özellikle de "Orusbiy" sülalesi ve bu sülalenin kurmuş olduğu köy hakkında oldukça yanlış ve hatalı görüşler bulunmaktadır.
Proto-Türk kavimleri daha M.Ö. 5000 yıllarında Kafkasya coğrafyasıyla ilişki içerisindeydiler. Yani, Kafkasya’nın kaderi daha o zamandan beri Türk dünyasıyla ilişkilidir. Araplar, VIII. yüzyılda Kafkasya’yı fethederek İtil ırmağı ötesine kadar ulaşmışlar, fakat Bizans ve Hazar direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Bu arada Ermeni ve Gürcü krallıkları genişlemiş ve İranlıların bölgedeki etkinliği artmıştır. Sonraları Oğuzlar ve dolayısıyla Selçuklu Türkleri Kafkasya’ya gelmiş, nihayet XIII. yüzyılda Moğollar Kafkasya’yı ele geçirmişlerdir. Proto-Türk kavimleri daha M.Ö. 5000 yıllarında Kafkasya coğrafyasıyla ilişki içerisindeydiler. Yani, Kafkasya’nın kaderi daha o zamandan beri Türk dünyasıyla ilişkilidir.
Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği döneminde ikiye ayrılan Karaçay-Malkar Türkleri günümüzde Rusya Federasyonuna bağlı Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyetinde ve Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyetinde yaşamaktadırlar. Karaçay-Çerkes Ö.C. nüfusunun % 36’sını oluşturan Karaçay Türklerinin sayısı 1989 yılı nüfus sayımına göre 156.140 kişidir. Fakat günümüzde Karaçay Türklerinin nüfusunun 200 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. 14.100 km karelik bir alanı kaplayan Karaçay-Çerkes Ö.C.nin başkenti Çerkessk şehridir. Diğer önemli şehirleri Karaçayevsk, Zelençuk, Üçköken, Cögetey, Pregradnaya, Adige-Habl ve Habaz şehirledir. Kabardey-Balkar Ö.C. nüfusunun % 9’unu oluşturan Malkar Türklerinin sayısı ise 1989 yılı nüfus sayımına göre 88.771 kişidir. Fakat günümüzde Malkar Türklerinin nüfusunun 100 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Daha Fazla Makale …
Sayfa 7 / 8