Halkların kendi öz yurtlarından başka yerlere zorla sürgün edilmesi, XX. Yüzyılın en büyük insanlık suçudur, kara lekesidir. SSCB’ye Stalin’in başkanlık yaptığı dönemden önce, SSCB’nin 12 halkı vatana ihanet iddiasıyla zulüm görmüşlerdi. Daha sonda bu halkların sahip oldukları devletler tasfiye edildi.
Nazilerin, ülkeden geri püskürtülmesinden bu yana 1 yıldan fazla bir zaman geçmişti. Malkar Türkleri, hayatlarını yeniden tanzim etmek için canla başla uğraşıyorlardı.
Bir gece yarısı, yarım saat içinde, topyekün bir halkın öz yurdundan sürgün edilebileceği hiç kimsenin aklının ucuna bile gelmiyordu...
8 Mart, Malkarlıların yas günüdür. Bu gün, Stalin soykırımının zulmüne uğrayan Malkar halkının ağladığı acı bir gündür.
50 yıl önce, SSCB Devlet Güvenlik Komitesinin kararıyla; Malkar halkı, yüzyıllardır yaşadıkları öz yurtlarından Orta Asya’ya sürgün edildiler. Kısa bir süre önce aynı zulmü Karaçaylılar, Kalmuklar, Çeçen-İnguşlar da görmüşlerdi. 1930’lu yılların sonlarına doğru Kore asıllılar, Alman asıllılar ve Kırım Türkleri de aynı akıbete uğramışlardı. Sürgüne tabi tutulanların sayısı yaklaşık 3.200.000 kadardır.
Malkarlıların sürgünü hakkında, Kabardey-Balkar Komünist Partisi I. Sekreteri Z.D. Kumehov anılarında şunları anlatıyor:
“25 Şubat’ta, saat 9.00’da Kobulov beni çağırdı. Yanında Beriya, Serov, Bziava ve Filatov vardı. Bziava ve Filatov, Kabardey-Malkar OSSC’nin Güvenlik Komitesi Halk Komiserliğinin Başkanlık görevlerini yapmışlardı. Beriya çok kızgındı. Beni görünce Kabardey-Malkar OSSC’ye küfürler yağdırdı. Elbruz dağını Almanlara verdiniz diye bağırarak hışımla ayağa kalktı. Biraz düşünceli bir tavırla, Kabardey-Malkar OSSC’deki Malkarlıları sürgün edeceğiz dedi. Ben, ülkedeki siyasi durumu kısaca rapor ettim. Beriya, Kabardey-Malkar SSC [s.51] hainler yuvası haline geldiği için bu hainlerin sürgün edilmesine karar verildi diye ekledi... 2 Mart 1944 tarihinde Nalçik şehrine özel bir trenle Beriya geldi. Kobulov ve Mamulov da onunla birlikteydi. Ben, Bziava ve Filatov onları tren garında karşıladık. Daha sonra bir otomobile binerek Elbrus dağına doğru yol almaya başladık. Beriya, bana [Kumehov’a] dönerek, Elbrus çevresini Gürcüstan’a ilhak etmeyi düşünüyoruz. Malkarlıları buradan süreceğiz.
Kabardeyler buraları gerektiği gibi değerlendiremezler. Bu yüzden en doğrusu Gürcüstan’a bağlamak dedi...”
Anılarından anlaşıldığına göre , Z.D. Kumehov, Malkarlıların sürgünü için hazırlık yapıldığını, 1944 yılının 2 Martından itibaren biliyordu.
Devletin başında olan kişi [Kumehov] o sırada ülkede olup biten her şeyden mutlak haberdardı. Bu yüzden tüm gerçekleri olduğu gibi söylemesi gerekirdi. Doğrusu da buydu. Ancak, Kumehov anılarında bazı gerçekleri göz ardı etmiş ve yazmamış.
Z.D. Kumehov, doğrusunu söylemek gerekirse, bu konuda çok hatalıdır ve suçludur. Çünkü gerçekleri söylemediği için, Malkarlıların sürgün edilişinde onun büyük payı vardır. Bunun için de kendisini temize çıkarmak için anılarında bu konuya hiç değinmiyor.
Meşhur tarihçi A. Nekriç: “Bürokratların uyguladığı kararlar mutlak surette Stalin’in ve onun çevresinde bulunanların bilgisi dahilindeydi düşüncesini bir kenara bırakmak gerekir. Rusya’nın bürokrasisinin uzun bir geçmişi vardır. Rusya bürokrasi konusunda çok tehlikeli ve tecrübelidir. Ta ki, Bizans zamanında bile Moskova’daki papazlar kendilerine Çar tarafından iletilen buyrukları çoğu zaman sümen altı yaparak Çarı uyutmayı başarmışlardır. Eski Rusya’da işler kağıt üzerinde ustalıkla yapılıyordu” diyor...
Halkların sürgünü hakkında alınacak kararlar ve yapılacak uygulamalar bir günlük iş değildi. Bu yüzden çeşitli makam ve birimlerden gelecek bilgilerin iyice değerlendirilmesi gerekirdi. Bu bilgiler; Komünist Partisinden, Devlet Güvenlik Komitesinden ve Genel Kurmay Başkanlığından geliyordu. Sözgelimi, Kalmukların sürgünüyle ilgili, Kalmukya Komünist Partisi I. Sekreteri P.F. Kasatkin’in, SSCB Komünist Partisine gönderdiği rapor, Kalmukların sürgünü için çok önemli bir sebeptir. Ki, SSCB yetkililerine sadece P.F. Kasatkin’den gelen rapor bile yeterliydi.
Aynı şekilde, Kırım’da Komünist hareketlerinin lideri olan A.N. Mokroskov ile A.V. Martınov’un, Kırım Türkleri ile Almanlar arasındaki işbirliğini anlatan raporları da, Kırım Türklerinin sürgünü için sebep gösterilmişti.
20 Şubat 1944’te, SSCB İçişleri Bakanlığı Halk Komiserliği-Güvenlik Komitesi Başkanı L.P. Beriya, özel bir trenle Çeçenistan’ın başkenti Grozni’ye geldi. Yanında General İ.A. Serov, General B.Z. Kobulov ve SSCB Gizli Polis Teşkilatı şeflerinden S.S. Mamulov da vardı. Çeçen-İnguşların sürgünüyle L.P. Beriya bizzat kendisi ilgilenmek istiyordu. Bununla birlikte Kabardey-Malkar OSSC’deki durumu da yakından incelemek istiyordu.
Çok geçmeden, Kabardey-Malkar’daki durumu anlatan bir rapor sunuldu kendisine. Rapor iki bölümden oluşuyordu. Birinci bölümünde; Malkar’ın Elbrus, Çegem, Holam-Bızıngı, Çerek bölgelerinde yaşayan halkın nüfusları ve bu bölgeler hakkında ayrıntılı bilgiler yer alıyordu. Raporun ikinci bölümü şöyle bir cümleyle başlıyordu: “Malkarlıların, SSCB ve Komünist Partisinin büyük yardımlarına rağmen, Almanlarla işbirliği yaptıkları anlaşılmıştır.” Rapor, ikinci bölümünün başında verilen bu cümleyi destekler mahiyetteki bilgilerle sürüp gidiyor. Sözgelimi, Malkarlıların Komünist devrime karşı olumsuz tutumları, milliyetçi eğilimleri, II. Dünya Savaşı sırasında ordudan firar ederek çeteler kurdukları hakkında bilgiler yer alıyordu.
Raporun sonuç bölümünde yazılanlar şunlardı: “Bütün bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Malkarlıların, Kabardey-Malkar OSSC’den sürgün edilmeleri uygun olacaktır...” Raporun altında Kabardey-Malkar OSSC Komünist Partisi I. Sekreteri Z.D. Kumehov, Kabardey-Malkar OSSC İçişleri Bakanlığı Halk Komiseri K.P. Bziava ve Kabardey-Malkar OSSC Devlet [s.52] Güvenlik Komitesi Başkanı S.İ. Filatov’un imzaları vardı.
Bu rapor, Kabardey-Malkar OSSC’nin diğer üst düzey yetkililerine gösterilmeden, doğrudan Beriya’ya, 24 Şubat’ta Orconikidze’de verildi. Aynı gün Beriya, Stalin’e bir telgraf çekti:
“Çeçen-İnguşların sürgün edilmesi işi tamamlandıktan sonra; bu iş için görevlendirilmiş olan askerlerin bir bölümünün Malkarlıların sürgünü için Kuzey Kafkasya’da kalmalarının uygun olacağını düşünüyorum. Bu operasyonun 15-20 Mart’a kadar tamamlanmasını göz önünde bulunduruyorum. Eğer siz de uygun görürseniz, Moskova’ya dönmeden önce Malkarlıların sürgün işini de tamamlamak istiyorum. Emirlerinizi bekliyorum...”
Beriya, 24 Şubat’ta Orconikidze’ye doğru yola çıkıyor. Burada bir toplantı yapıldı. Toplantıya, Kabardey-Malkar’ın Komünist Partisi I. Sekreteri Z.D. Kumehov, Orconikidze Bölge Komitesi Sekreterliğinin Muhasip Yardımcısı Çomay Uyanayev de çağrılmıştı. Kabardey-Malkar Yüksek Sovyet Şurası Başkanı İsmail Ulbaşev bu sırada Moskova’da bulunuyordu. Çomay Uyanayev onun yerine çağrılmıştı.
Stalin, Beriya’nın telgrafına ertesi gün cevap vererek, Beriya’nın görüşlerine katıldığını, gerekenin yapılmasını bildiriyor. 25 Şubat’ta, Beriya ve Kumehov, Orconikidze’de buluşuyorlar. Beriya, Malkarlıların sürgün edilmesi yönünde karar alındığını Kumehov’ bildiriyor. Çomay Uyanayev, Malkarlı olduğu için, toplantıya alınmıyor.
Toplantıda, Kumehov da konuştu. Herhalde Bziava ve Filatov’la birlikte, Malkarlıların sürgün edilmesinin uygun olacağını söylemişlerdi.
26 Şubat 1944 tarihinde, SSCB’nin NKVD’sinden [İçişleri Bakanlığı Halk Komitesi Başkanlığı] “Kabardey-Malkar OSSC’den Malkarlıların sürgün edilmesiyle ilgili işler hakkında” bir emir çıktı. Bu emrin altında L.P. Beriya’nın da imzası vardı. Yapılacak işler şunlardı:
“Operasyon için beş komite kurulacaktır. Birinci komite Elbrus bölgesinde kurulacak ve Aşağı Baksan’da teşkilatlanacaktır. Bu komitenin başına General Petrov, yardımcılıklarına Albay Drojenko ve Binbaşı Afanasenko getirilecektir. İkinci komite Çegem bölgesinde kurulacak ve Aşağı Çegem bölgesinde teşkilatlanacaktır. Komitenin başına General Proşin, yardımcılıklarına Albay Partshaladze ve Albay Şevtsov getirilecektir. Üçüncü komite Holam-Bızıngı bölgesinde kurulacak ve Kaşhatav köyünde teşkilatlanacaktır. Komitenin başına Yarbay Şestakov, yardımcılıklarına Yarbay Krasnov ve Yarbay Kamenev getirilecektir. Dördüncü komite Çerek bölgesinde kurulacak ve Kospartı köyünde teşkilatlanacaktır. Komitenin başına Devlet Güvenlik Komitesi Komiserlerinden Klepov, yardımcılıklarına Albay Alekseyev ve Yarbay Hapov getirilecektir. Beşinci komite Nalçik’te kurulacak; Taşlı-Kala, Habaz ve Kiçibalık’ta teşkilatlanacaktır. Komitenin başına Devlet Güvenlik Komitesi Yarbaylarından Zolotov, yardımcılıklarına Milis Gücü’nden Albayı Egorov ve Albay Harkov getirilecektir. Operasyonun planlanması ve icrası General Piyaşev tarafından yönetilecek, yardımcılıklarına Kabardey-Malkar OSSC İçişleri Bakanlığı Halk Komiseri ve Devlet Güvenlik Komitesi Albayı Bziava ile Albay Filatov ve General Sladkoviç getirilecektir.
Operasyonun icrası için NKVD’nin şu birimlerinden faydalanılacaktır: Moskova Piyade Birliğinin 10’uncu bölümü, 23’üncü Askeri Birliğin 263, 266, 136, 170’inci bölümleri, 3’üncü Zırhlı Birlikler, Moskova Askeri Yüksek Teknik Okulundan muhtelif branş ve sayıda personel, Saratov Askeri Yüksek Teknik Okulundan muhtelif branş ve sayıda personel, Orconikidze’deki sınır birlikleri, velhasıl hepsi 17 bin asker görevlendirilecektir...”
[s.53] Bunlardan başka, bu iş için NKVD ile NKGB [Devlet Güvenlik Halk Komitesi - Meşhur KGB’nin babası]’den 4 bin kişi görevlendirilmesine karar verildi. Ayrıca Malkarlıların sürgünü için NKVD’nin 244’üncü bölümünün de görevlendirilmesine karar verildi. NKVD’nin askeri birliklerinin 1 Mart 1944 tarihinde Nalçik’te olmaları gerekiyordu. Operasyon birlikleri ise 5 Mart günü Nalçik’te olacaklardı. Operasyon komitelerinin başkanlarına verilen emir şöyleydi:
“Malkarlıların yaşadığı köyler kuşatıldıktan sonra, raporlardaki listelerde bildirilmiş olan, Sovyet düzenine karşı olan kişiler tutuklanacaktır. Bu işler tamamlandıktan sonra Malkarlılar sürgün edilecek...”
Bütün bu gerçekleştirilecek olan zulmün yetkili ve sorumluları arasında şu isimler vardır: SSCB’nin NKGB’sinin 3. Başkanı ve Devlet Güvenlik Komitesi’nin 3. Komiseri Milşteyin, Moskova 1. Piyade Askeri Birliklerine Bağlı Zırhlı Birlikler Komutanı İlinskiy, SSCB’nin NKVD’sinin askeri komutanlarından General Bıçkov, Moskova 1. Piyade Askeri Birliklerinin Muhaberat Komutanı Fedünskiy, SSCB’nin NKVD’sinin Lojistik Birlikler Komutan Yardımcısı Yarbay Brodskiy...
Operasyonun 10 Mart 1944 tarihinde başlatılması kararı alındı. Operasyon, NKVD’nin 29 Ocak 1944 tarihli kararnamesine dayandırılacaktı. Malkarlıların sürgün işinde; 5 General, Devlet Güvenlik Komitesinden 2 Komiser ve 17 bin askerden oluşan askeri birlikler, NKVD ve NKGB’den 4 bin asker görevlendirilmişti. Askeri birliklerin büyük çoğunluğu daha önce Çeçen-İnguşların sürgününde görev yaptıkları için bu işte tecrübeliydiler!..
Beriya, 29 Şubat 1944 tarihinde Stalin’e bir telgraf daha gönderiyor:
“Malkarlıları sürgün etme çalışmalarının hazırlıkları 10 Mart’a kadar tamamlanmış olacak. 15 Mart’ta Malkarlılar sürgün edilecek. Biz şimdi buradaki [Çeçen-İnguş] işlerimizi bitirmek üzereyiz. Buradan Kabardey-Malkar’a geçeceğiz. Orada bir gün kalacağız ve işimiz bittikten sonra doğrudan Moskova’ya döneceğiz...”
2 Mart 1944’te Beriya özel bir trenle Nalçik Şehrine geldi. Yanında yine General Kobulov ile General Mamulov vardı. Kumehov, Filatov ve Bziava’nın refakatiyle Elbrus çevresini dolaştılar. Baksan ve Tırnavuz bölgelerini incelediler. Beriya sürekli kendi kafasından planlar yapıyordu. Kuzey Kafkasya’nın sınırlarının değişeceği kesindi. Bu iş öncelikle Çeçen-İnguş ve Karaçay-Malkarlıların öz yurtlarından sürgün edilmesiyle başlamıştı. Amaç belliydi: Bu halklar kendi topraklarından bir daha geri dönmemek üzere zorla çıkarılacak ve onların toprakları başkalarınca paylaşılacaktı...
Daha Malkarlıların sürgününe bir gün kala, 7 Mart 1944 tarihinde, Kurp bölgesinin büyük bir kısmı Kabardey-Malkar OSSC’den alınmıştı. Buna halkın bir itirazı olamamıştı. Çünkü devletin başındakiler böyle uygun görmüşlerdi!..
Beriya ve Kumehov, Malkarlılara ait olan toprakların nasıl paylaşılacağı konusuna mutabakat sağladılar. Daha sonraları, 8 Nisan 1944 tarihinde SSCB Yüksek Sovyet Şurasının bir kararnamesiyle bu mutabakat kanuni bir güçle pekiştirilmiştir. Elbrus ve çevresi Gürcüstan SSC’ye, geri kalan topraklar da Kabardeylere verildi.
Beriya, Moskova’ya döndükten sonra, Malkarlıları sürgün edilmesi kararını SSCB Devlet Güvenlik Komitesinin görüş ve onayına sundu. 5 Mart günü, Devlet Güvenlik Komitesi, Stalin’in başkanlığında toplanarak kararını açıkladı:
“Kabardey-Malkar OSSC’de yaşayan bütün Malkarlıların [Kazakistan SSC’ye 24 bin, Kırgızistan SSC’ye 15 bin] sürgün edilmesi uygun görülmüştür...”
Malkarlıların sürgün edilmesiyle ilgili bu karar, Çeçen-İnguşların sürgün edilmesi hakkındaki 31 Ocak 1944 tarihli karara eklenmiştir.
5 Mart 1944 tarihinde askerler; Malkarlıların yaşadığı yerleri kuşattılar. Halka, “Askerlerin dinlenmek için geldikleri” söyleniyordu. Halk da bunun için ellerinden [s.54] geldiği kadar askerlere misafirperverlik etmeye çalışıyordu!..
NKVD’nin kararnamesi 7 Mart günü Bziava’nın eline ulaştı. Bziava vakit kaybetmeden, gelen emri General Piyaşev’e ve Filatov’a iletti.
Aynı gün, Z.D. Kumehov bir toplantı yaptı. Toplantıya katılan Malkarlı yöneticiler: Çerek Bölgesi I. Sekreteri C. Zalihanov, Holam-Bızıngı Bölgesi I. Sekreteri M. Attoyev, Çegem Bölgesi I. Sekreteri M. Babayev, Elbrus Bölgesi I. Sekreteri C. Nastayev’di.
Kumehov ilk önce General Serov’a söz verdi. Serov, sözü uzatmadan hemen konuya girdi ve Bölge I. Sekreterlerine, ellerinde bulunan bütün dökümanların teslim edilmesini ve halklarıyla birlikte sürgüne hazır olmalarını söyledi...
Ertesi gün, yani 8 Mart 1944’te, sabaha karşı saat 6.00’da Malkar halkı sürgün için apar topar uyudukları yataklarından kaldırıldılar...
Böylelikle, 8 Mart günü Malkarlılar güneşin doğuşunu göremediler. Tan ağarmadan, askerler ellerindeki otomatik tüfekleriyle halkı tren istasyonlarına yığarak hayvan vagonlarına doldurdular. Oğulları, kocaları, kardeşleri, babaları cephede savaşırken, bu “halk düşmanları”nın adı “vatan haini”ne çıkmış ve çok uzun bir yolculuk için hayvan vagonlarına doldurulmuşlardı. Nereye ve niçin gidiliyordu? Hiçbir cevap yoktu...
11 Mart 1944 tarihinde Beriya, Stalin’e bir telgraf gönderdi:
“Malkarlıların sürgün işi başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Kazakistan SSC’ye ve Kırgızistan SSC’ye toplam 37.713 Malkarlı sürgün edilmiştir...”
Sürgün edilenlerin büyük çoğunluğu ihtiyarlar, kadınlar ve çocuklardan oluşuyordu. Eli silah tutan erkekler henüz cepheden dönmemişlerdi...
14 Mart 1944 tarihinde, SSCB Komünist Partisinin Polit Bürosu toplantısında, Beriya “başarıyla sonuçlanan iş” hakkında bilgi verdi. Beriya, Malkarlıların sürgün işinin kanuni dayanaklarını da sağlama almak için hazırladığı kararnameyi, 7 Nisan 1944 günü Stalin’in uygun görüş ve onayına sundu.
8 Nisan 1944 tarih ve 117/6 sayılı, Malkar Türklerinin hayatını kökten değiştirecek kararname kabul edildi ve imzalar atıldı:
Kabardey-Malkar OSSC’de Yaşayan Malkarlıların Sürgünü ve
Kabardey-Malkar OSSC’nin Kabardey OSSC’ye Dönüştürülmesi Hakkında SSCB Yüksek Sovyet Şurasının Kararnamesi
1. Kabardey-Malkar OSSC’de yaşayan Malkarlıların başka bölgelere sürgün edilmesine ve sürgün yerlerinde SSCB Halk Komiserlerinin uygun göreceği işlerde çalıştırılmalarına,
2. Malkarlıların sürgün edilmesinden sonra, Kabardey OSSC’nin az topraklı kolhozlarının bu bölgelere [Malkar] kaydırılmasına,
3. Kabardey-Malkar OSSC’nin Kabardey OSSC’ye dönüştürülmesine,
4. Gürcüstan SSC’nin Yukarı Svanetya bölgesine Nagornıy ve Elbrus bölgelerinin güneybatı kısımlarının ilhak edilmesine, böylelikle Rusya SFSC ile Gürcüstan SSC arasındaki sınırların yeniden düzenlenerek; Elbrus dağının ormanlık tarafında Burun-Taş geçidinden Balık nehri boyunca 2.877 rakıma kadar olan yerler, bundan sonra güneydoğu tarafında Kırtık geçidinden İslam-Çat nehri boyunca 3.242 rakıma kadar olan yerler, Yukarı Baksan’dan batı yönüne, [s.55] Kırtık nehri boyunca güney doğu tarafına ve Adır-su nehrinden Mishok geçidine kadar olan yerler...
M. Kalinin
SSCB Yüksek Sovyet Şurası Başkanı
A. Gorkin
SSCB Yüksek Şurası Sekreteri
Nisan, 1994; Kremlin, Moskova.
Sürgününe karar verilen halklarla ilgili kararnameler, anayasaya veya diğer yasalara aykırı olabiliyordu. Bu yüzden de, önce halklar sürgün ediliyor, daha sonra bununla ilgili kararname çıkarılıyor ve anayasa ve yasalar buna uygun hale getiriliyordu. Yüksek Sovyet Şurasının, Malkarlıların sürgünüyle ilgili kararnamesi de 1946’da kabul edilmiştir...
Stalin’e “tapınıldığı” dönemlerde, kimileri Malkarlıların bu soykırımı hakkettiklerini söylediler! Onlara göre Malkarlılar suçluydular ve cezalandırılmalıydılar!
Komünist Partisinin 50. Yılında yapılan 20. Toplantısında: “Malkarlıların iftiraya kurban gittiği, suçsuz yere sürgün edildikleri” açıklandı.
14 Kasım 1989 tarihinde, SSCB Parlamentosu: “Zorla sürgün edilen halkların, kanun dışı yollarla ve haksız yere sürgün edildikleri ve iade-i itibarları” hakkındaki görüşlerini deklare etti.
Böylelikle, SSCB’nin Yüksek Sovyet Şurası, 1930-40’lı yıllarda sürgün edilen bu halklardan özür dilemiş oldu.
Yukarıda verilmiş olan 1944 tarih ve 117/6 sayılı kararnamenin çıkarılmasına sebep olarak; Kumehov, Bziava ve Filatov’un hazırlayıp imzaladıkları rapor ve Beriya’nın hazırladığı belgeler gösterilmektedir. Yüksek Sovyet Şurası da bu belgeleri göz önüne alarak Malkarlıların sürgün edilmesine, topraklarının başkalarınca paylaşılmasına karar veriyor.
Bütün bu zulmün gerçekleşmesinde, Kabardey-Malkar OSSC ' 'nin o dönemde, devletin başında bulunan kişilerin sorumluları asla yadsınamaz. Sözgelimi ilginç bir örnekle karşılaştıralım: Doğıstan Komünist Partisi I. Sekreteri Daniyalov, cezalandırılabileceği riskini göze alarak, Stalin ' 'in huzuruna çıkıyor ve Dağıstan halklarının sürgüne tabi tutulmamasını istiyor. Stalin, Daniyalov ' 'un bu isteğini kabul ediyor ve Dağıstanlılar da sürgünden kurtulmuş oluyorlar.
Haksız yere “vatan hainleri” suçlamasıyla karalanarak sürgün edilen halklar yıllarca nice zorluklar içinde yaşadılar. 16 Nisan 1991 tarihinde Rusya SFSC: “Sürgüne tabi tutulan halkların aklanması ve iade-i itibarı hakkındaki” kanunu kabul etti. Malkarlılar bu kanunu 47 yıl beklemişlerdir. Ancak, bu kanuna bağlı olarak, sürgüne tabi tutulan halkların, sürgünden önce sahip oldukları hakların ve toprakların aynen kendilerine iade edilmesi de gerekmektedir...
II. Dünya Savaşı sırasında, ABD Başkanı Rosvelt, Amerika’da yaşayan bütün Japon asıllı vatandaşları kamplara toplayarak izolasyona tabi tutmuştu. Uzun yıllardan sonra, yine ABD Başkanların R. Reagan, Rosvelt’in bu uygulamasından dolayı Japon asıllı vatandaşlarından özür diledi. Bugün ABD parlamentosu, izolasyona tabi tutulan her Japon asıllı vatandaşına her yıl 20 bin dolar tazminat ödemektedir. Neden? Çünkü savaş sırasında haksız yere zulüm gördükleri için... Demokrasinin faziletlerinden biri de, geç de olsa doğruya ulaşmaktır...
Malkarlılar, 1944 yılında uğradıkları zulmü, tarihleri boyunca görmediler. Bunun için, Malkarlıların sürgünü hakkında konuşanların, yazıp çizenlerin biraz daha dikkatli olmaları gerekir. Bir kısım siyasetçiler, “Malkarlılar üzülebilir” diye hiç düşünmüyorlar. Sürgüne tabi tutulan halkların iade-i itibarlarını onaylamayanlar bile var! Bununla ilgili kanunun niçin çıkarıldığını düşünmek bile zor geliyor onlara! Halkların zorla sürgün edilmesi bir insanlık suçu ise, hakları ve toprakları zorla ellerinden alınan bu insanlara, haklarının ve topraklarının iadesine -kendileri de çok iyi bildikleri halde- niçin engel olmaya çalışıyorlar! 16 Kasım 1991 tarihinde, Kabardey-Malkar ÖC’nin Yüksek Sovyet Şurası toplantısında, bu konuyla ilgili tartışmalar sürerken, Rusya Federasyonu’nun “iade-i itibar” hakkındaki kanununu niçin kabul etmek istemiyorlar! Bugün, [s.56] Kabardey-Malkar ÖC’de yaşanan haksızlıkların altında yatan asıl nedenler işte bunlardır.
1944 yılının Mart ayı, Malkar Türklerine çok büyük zulümler, haksızlıklar, çözülmesi çok zor problemler bırakıp geçti...
Bugün bizler; parlamenteriyle, siyasetçisiyle, topyekün halk olarak, her şeyi enine boyuna inceleyerek değerlendirmeliyiz. Kabardey-Malkar ÖC’nin Başkanı ve parlamentosu, Malkar Türklerinin iade-i itibar hakkını göz önüne alarak, ellerinden zorla alınmış hakların iadesini düşünerek çözümler üretmeye başlarsa, Kabardey-Malkar ÖC’de her şeyin olumlu yönde gelişmeye başladığını herkes görecektir.
________________________________________________________
Hacı-Murat Sabançı, Malkar Türklerine Yapılan Zulüm,
Çeviren: Adilhan Adiloğlu, Bilig Dergisi, Sayı: 6,
Ankara, 1997, s. 50-56
________________________________________________________