Off Canvas sidebar is empty

Kültür

Kuzey Kafkasya’daki tüm halklar için halk müziği,müzikal kültürün en önemli bölümünü oluşturur.Yerel halk müziği gelenekleri çeşitli önemli özelliklere bağlıdır. Vokal gelenekler ağırlıktadır.Sadece bazı Adige grupları hariç,her yerde çoksesli şarkı söylenir. Çokseslilik çeşitleri benzeşir: bir ezgi çizgisine,dem yada ostinato bas eşlik eder. Dem tek seste devam etmez.

Bütev Karaçay halknı kart atalarına Adurhay, Budiyan, Navruz, Tram emda Botaş sanalgandıla. 1874 cıl Nikolay Petruseviç kuragan tizmede; Adurhay kavumnu sanı 19 bolgandı: Bayçoraları, Batçaları, Cammaları, Tulparları, Kulçaları, Bayiları, Laypanları, Erikgenları, Dolaları, Çomaları, Bolatları, Orusları, Şidakları, Cukkaları, Abayhanları, Katçiları, Karaları, Şungarları, Çıçhanları. Budiyan kavumnu sanı 11 bolgandı: Bayramukları, Akbayları, Botaşları, Dekkuşları, Elkanları, Çotçaları, Bolurları, Tekeları, Tambiyları, Canközları, Eziları. Navruz kavumnu sanı 11 bolgandı: Koçharları, Aciları, Gappoları, Bayramkulları, Kobaları, Mamçuları, Golaları, Sılpagarları, Kappuşları, Batdıları, Sozarukları. Tramnıkıla – Korkmazları, Canibekları, Semenları.

Atalarıbız - Atababalarıbız milletine etilgen zulmulaga, ozgunlukga çıdayalmay, koluñdan da cuk kelmegen sebebli, ata curtlarını taşlab Türkiyaga kelgenlerini üsünden cüz cıldan artık bola keledi. Bu kıyınlı milletni adamları ata curtlarında sınaganları palahlaga, ozgunluklaga, buşuvlaga köçkünçülük colunda da tübeb küçten bla butdan caññı curt Türkiyaga ornalgandıla. Cüz cıldan artık bir çakda [zaman] ullu bir teññizde bir tamçı [damla] bolub caşasala da, bizni biz etgen, Karaçaylılanı Karaçaylıma dep öhtemlendirgen adet, adeb, töre, namıs, hurmet degen bagalarıbıznı, bılanı caşathan tilibizle birgeley ullu büsürevlikle bizge deriçi alıb kelgendile.

Kafkasya’da yaşayan Alanlar, M.S. X. yüzyıldan itibaren, Bizans’ın etkisiyle Hıristiyanlığı benimsemişlerdir. Hıristiyan Alanların Kafkasya’da iki büyük dinî merkezi bulunuyordu. V.F. Miller, bunlardan birincisinin, Karaçay’ın Aşağı Arhız bölgesinde kurulduğunu, V.A. Kuznetsov da, ikincisinin, bütün Kafkasya’nın en büyük dini merkezi olduğunu ve Malkar’ın Yukarı Çegem vadisinde kurulduğunu söylemektedir.

N.F. Grabovskiy, Nalçik şehrinde idari işlerle ilgili memurluk yapmış, 1878 yılında da savcılık  işiyle görevlendirilmiştir. 1868 Eylülünde bir arkadaşının daveti üzerine Malkarlıların yaşadığı yerlere giderek oraları gezme imkanının bulmuştur. Onu davet eden kişinin Malkarlı olduğunu bilmekle beraber, Grabovskiy yazısında adını belirtmediği için ona ev sahipliği yapan kişinin tam olarak kim olduğunu bilemiyoruz. [s. 36] Grabovskiy orada bulunduğu sırada bir düğün görme şansı bulmuştur. Grabovskiy  yazısında, düğünde gördüğü şeyleri ve düğün adetlerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Bunun yanı sıra ev sahipliği yapan kişiye, kendisinin orada bulunduğu tarihten yüz yıl öncesinde uygulanan Karaçay-Malkar düğün adetlerini de anlattırarak yazısında yer vermiştir.

Bugün yeryüzünde yaşayan Türk kökenli insanların sayısı 200 milyonu aşmaktadır. Bunların 500.000 kadarını Karaçay-Malkar Türkleri teşkil eder. Türkiye’de yaklaşık 20-30 bin Karaçay Türk’ü yaşamaktadır. Afyon ilimizde yaşayan Karaçay-Malkar Türklerinin sayısı 5000 kadardır. Bugün yeryüzünde yaşayan Türk kökenli insanların sayısı 200 milyonu aşmaktadır. Bunların 500.000 kadarını Karaçay-Malkar Türkleri teşkil eder. Türkiye’de yaklaşık 20-30 bin Karaçay Türk’ü yaşamaktadır. Afyon ilimizde yaşayan Karaçay-Malkar Türklerinin sayısı 5000 kadardır. Karaçaylılar ve Malkarlılar birbirinden farklı dile, kültüre ve tarihe sahip iki ayrı halk değil, tersine aynı dil, kültür ve tarihi paylaşan bir Türk boyudur.

Türk kültüründe baharın gelişiyle birlikte yeni bir yılın başlangıcını temsil eden “Nevruz” geleneği günümüzde Türk Dünyasının ortak bayramlarından biri olarak kabul edilmektedir. Kış mevsiminin sona erip, tabiatın yeniden canlanmaya başladığı baharın ilk günleri, bütün Türk boylarında olduğu gibi, Karaçay-Malkar Türklerinde de çok eski zamanlardan beri türlü şenlikler halinde kutlanmaktadır. Türk kültüründe baharın gelişiyle birlikte yeni bir yılın başlangıcını temsil eden “Nevruz” geleneği günümüzde Türk Dünyasının ortak bayramlarından biri olarak kabul edilmektedir. Kış mevsiminin sona erip, tabiatın yeniden canlanmaya başladığı baharın ilk günleri, bütün Türk boylarında olduğu gibi, Karaçay-Malkar Türklerinde de çok eski zamanlardan beri türlü şenlikler halinde kutlanmaktadır.

Ondokuzuncu yüzyılın ortalarında Rusya'da değişik ve ilginç içimli bir içki hakkında bilgiler yayılmaya başlamıştı. Öyle bir içki ki yaşamı uzatan, hastalıkları iyileştiren yani her derde deva bir içkiydi bu. Söylentiye göre sütten yapılıyordu, çok tatlıydı, besleyiciydi ve hafifçe de sarhoşluk hissi veriyordu. Bu içkiyi Kafkasya'da Lermontov da içmişti ve buna Ruslar "keyif veren" anlamında Kefir diyorlardı. Kafkasya'da savaşan ya da çeşitli nedenlerle oralarda bulunmuş olan başka Ruslar da bu içkiden içmişlerdi. Kafkasyalı dağlılar öyle inanıyorlardı ki bu içkinin mayasını, hediye olarak dahi başkalarına verirlerse ya da nasıl yapıldığını öğretirlerse Tanrı onlara çok kızacak, mayayı işe yaramaz hale getirerek başkalarına veren halkı cezalandırıp onları açlığa mahkum edecekti.

Login

{loadmoduleid ? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:261 ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?}