Bu çalışmada birbirini takip eden göç durumlarına maruz kalan Karaçay Türklerinin yemek kültürlerini kayıt altına almak ve konu ile ilgili ilerleyen dönemlerde yapılacak çalışmalara ışık tutmak amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden mülakat, gözlem ve grup odak teknikleri kullanılmıştır. Çalışma Konya il merkezi ve tamamı Karaçay göçmen olan Sarayönü ilçesine bağlı Başhüyük köyünde ikamet eden Karaçay Türkleri ile görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda Karaçay Türklerine ait yemek kültürü belirlenerek kayıt altına alınmıştır. Karaçay Türklerinin göç etmelerinin üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen kültürlerini korudukları ve yeni nesillere aktarma konusunda başarılı oldukları görülmüştür. Fakat yemek kültürlerini tanıtma konusunda sıkıntı çektikleri saptanarak bu konu özelinde öneriler geliştirilmiştir.
Hayvan sürülerinin bahar ve sonbaharda kırkılma dönemi ve yünlerden elde edilen ürünler ‘İnay’ dansında tasvir edilir. Dansın birinci bölümünde erkekler sürüleri kırkmayı, ikinci kısmında ise kadınlar, yünleri toplamayı ve bu yünleri işlemeyi tasvir ederler. Kafkasya’nın diğer halkları gibi Karaçay-Balkarlar hayvanları kırkma eylemine büyük önem vermişlerdir. Aymuş ve Makkuruş Tanrılarına dua ederek işe koyulurlar. Erkek kırkıcılar arasında yarışlar düzenlenir ve kazananlara çeşitli hediyeler takdim edilirdi. Bu hediyeler genelde, koyun, kalpak, yamçı, kepenek, hançer gibi eşyalardan oluşurdu.
Kudaylanı MUHTAR'nı caraştırganı bu sözle 26 Ağustos 2004 de Tavlulanı çıkarganı Zaman gazetesinden alıngandı. Azık az bolsa, ertte orun sal. (Yemeği az hazırladıysan, yatakları erken hazırla) Ayranga açı deme, gırcınga kuru deme. (Ayranga ekşi deme, ekmeğe kuru deme) Aç toymam deydi, toygan açbolmam deydi. (Aç doymam der, tok aç olmam der)
Kurt [gizli adı Canlı] diğer Türk milletlerinde olduğu gibi Karaçay Türklerinde de önemli bir yer işgal ediyor. Kurt köpek cinsinden olmasına rağmen, köpek gibi insana itaat etmiyor, altın zincir ve gümüş yemlik yerine hüriyeti tercih ediyor. Kendisi acıksa da gönlü her zaman toktur. Karaçay Türkleri de Yüce Allah 'tan başka kimseye itaat etmeden yaşamak istedikleri için asırlarca zorluklar çekmişler. Buna rağmen insan sayısı az olsa da sayısı cok olan milletler arasında eriyip kayıp olub gitmemiştir, yüksek daglara tutunarak benliklerini, bağımsızlıklarını korumuştur. Avrupa 'nın en yüksek dagı olan ELBRUS (Karaçayca Mingi Tau) dağın eteklerinde hala hayata devam ediyorlar.
Kültür, içgüdülere ve kalıtıma bağlı değildir. Her insanın doğduktan sonraki yaşantısı içinde kazandığı davranış biçimleri ile oluşur. Topluluk hayatı olmaksızın kültür söz konusu olamaz. Kültürün unsurları aynı topluluğun diğer üyeleriyle bir sosyal grup oluşturularak elde edilir. Bir grubun üyeleri tarafından paylaşılan alışkanlıklar, kabul edilen davranış, tutum ve değerler o grubun kültürüdür. Geçtiğimiz son yirmi yılın, Anadolu Halk Kültürü’nün hızlı değişim sürecine, gelişen teknolojinin de yardımıyla büyük ölçüde etki etmiş olduğu görülmektedir.
Çalışmalarımın konusu olan damgalar kapsamlarında gizemlilik bulunduran herhangi bir eşyayı veya hayvanı birbirinden ayırmak, tanıma ve tanıtmak amacıyla kullanılan (im–en-sembol-arma-mühür) estetik açıdan amacına ulaşmış tarihi, grafiksel belgelerdir. Tarihsel kökeni çok eskilere dayanan damgalar bir iletişim gereksinimi olarak, türemiş ve karşılıklı anlaşılma amacına da dönüktürler. Kapsamlarında gizemlilikler bulundururlar ve büyüler dünyasının ürünleridir. Bu nedenle bunların kullanımı salt süsleme, tanıma, tanıtma amacına dönük olmayıp, aynı zamanda esrarengiz güçler içerdiklerinden estetikten çok psikolojik anlam baskındır.
Kuman-Kıpçak Türklerinin bir dalı olan Karaçay Türkleri folklor; örf, adet ve an'aneleri ile dikkat çekici bir boydur. Bugün bile Ortaasya menşeli kelimelerle kurulan cümleler ile konuşmaları ilgi çekicidir. Rasonyi, Arat ve diğer dil-kültür, tarih ilim adamlarınca Karaçay lehçesi Kıpçak karakterinde olan diller grubunda tasnif edilmektedir. Bu lehçenin gramer hususiyetleri de Saadet ÇAĞATAY tarafından izah edilmiştir. Buna rağmen Karaçay Türkçesi hakkında maalesef bugün fazla araştırma yapıldığı söylenemez.
Birçok bölümden oluşmuş bu kitaba biz Karaçay /Balkar halk inançları ile katılmak istedik. Alandan bizzat yapılmış tespitlerimizi büyük ölçüde yazılarımıza almıştık. Sahaya dair inanç içerikli oldukça zengin sayılabilecek bir arşivimiz vardı. Kuzey Kafkasya halklarının kültür akrabası oldukları bilinirlerken bizim diğer Kafkasya halklarının halk kültürlerine dair Kafkasya’dan ev Anadolu’dan yapılmış derlemelerimizde vardı.
Daha Fazla Makale …
Sayfa 1 / 5