1883 yılında Kafkasya’dan göç edip, Sivas’ın Emirdağ Gözeli yöresinde bir süre ikamet ettikten sonra bugünkü Yazılıkaya’ya gelerek yerleşen Karaçaylılar tarafından kurulmuştur. Kuruluş tarihini bazı kaynaklar 1886, bazıları ise 1892 olarak gösterirler. 1886 yılında Yazılıkaya mıntıkasına gelen Radet, bu günkü köyün bulunduğu alanda çok büyük çam ormanlarının bulunduğunu ve Frig anıtlarının bu ormanlar arasından güçlükle seçilebildiğini yazar. Aynı seyyah 1893 yılında ikinci ziyaretinde, buradaki ormanların yok olduğunu ve anıtların dibinde bir köyün kurulduğunu belirtir. O halde köyün kuruluş tarihi için en uygun olanı 1892’dir. Köy kurulduktan bir süre sonra halkın bir kısmı ayrılarak Akhisar Köyü'nü kurmuşlar ve orada yerleşmişlerdir.
Köy, Yazılıkaya adını Antik Midas Şehrinin kuzeydoğusunda ve cephesi doğuya bakan Midas Anıtı’ndan almıştır. 1315 m rakımlı Yazılıkaya Köyü, kuzeyde Eskişehir, batıda Kütahya, güneyde Afyon, kuzeydoğuda Seyitgazi ile sınırlanan dikdörtgen şeklindeki "Phrygia Yaylası " üzerinde bulunur. Bu yayla bazı yerlerde 1400 m’ye kadar yükselir ve batıda Türkmen Dağları’na ulaşır. Bu bölge eski çağlardaki Doğu ve Orta Phrygia’yı karşılar.
Köyün kurulduğu bölge yoğun Phryg kalıntıları ve anıtlarıyla doludur. Köyün bulunduğu alan ile batı ve kuzeybatıdaki kayalık ve ormanlık alan I.derecede Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı olarak korumaya alınmıştır. Turizm açısından gözde bir yer olmasına karşın köyde, devletçe turizme dönük yapılmış bir yatırım yoktur. Bu da köye gelen misafirler açısından bir noksanlıktır. Misafirlerin zorluk çektikleri bir konu da ulaşım idi ancak, son senelerde Eskişehir Valiliğinin özel teşebbüsleri ile köye bağlı bütün yollar asfaltlanmış ve bakımları yapılmıştır.
Köyde otomatik telefon, elektrik, okul ve kapalı devre içme suyu şebekesi vardır. Öğrenci sayısı çok az olduğundan öğrenciler taşımalı eğitime tabi tutularak, Kayı Köyü İlköğretim okuluna taşınmaktadırlar. Afyon, Eskişehir ve Çifteler üzerinden yol bağlantıları vardır.
Halkın geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdır. Tarım alanları orman sahası olması nedeniyle dar ve verimsizdir. Sulanabilir alan yoktur. Sulamada kullanılmak üzere bir adet gölet yapılmıştır ancak bu gölet, sadece hayvan sulamada kullanılmaktadır.
Köyde iş sahasının bulunmayışı gibi ekonomik nedenlerle köy devamlı göç vermiştir. Bu nedenle köyün nüfusu çok azalmıştır. 2000 yılı sayımına göre köyün nüfusu 82 'dir. Gerek tahsil ve gerekse iş sebebiyle köyden ayrılanlar geri dönmemektedirler. Bu tip sebeplerle de köydeki yapıların çoğu yıkılmaya yüz tutmuştur. Bu da turizme açık bir sahada görünümü oldukça çirkinleştirmektedir. Yeni yerleşim olmaması nedeniyle yeni yapılar da yapılmamaktadır.
Köy için Anadolu Üniversitesi tarafından imar planı çalışmaları yapıldığı yönünde alınan duyumlar ise şimdilik bir sonuca bağlanmamıştır. Henüz köyde bir imar planı uygulaması yapılmamaktadır. Yazılıkaya Köyü bir ormaniçi köyü olup, ormanları koruma altındadır. Ormanlar, tüf kaya kütleleri ve tarihi kültür varlıkları ile birlikte bir güzellikler beldesidir.
Bölgenin en güzel, temiz havalı, en güzel içme suyu olan yörelerinden biridir. Her mevsimin kendine has güzellikleri vardır. Ancak bahar aylarında köyün ve çevresinin güzelliklerine doyum olmaz.
Köyde her yıl Haziran ayının son haftası Cumartesi günü, geleneksel hale getirilen, Türkiye’deki Karaçay ve Malkar Derneklerinin tertiplediği Nartlanı Toy Künü (Düğün Günü) adı altında şenlikler yapılır. Bu şenliklere Türkiye’nin her yöresinden ve yurtdışından Karaçaylılar katılır. Bu şenlikler Karaçaylıların birbirlerini tanımak için yapılan şenliklerdir. Şenliklerde değişik türde yarışmalar yapılır. Bunların başlıcaları güreş, uzun ve kısa mesafeli koşular, gülle atma, yağlı ipe tırmanma (Koz Börk) vb. gibidir. Bu yarışmalar neticesinde birinci gelenlere çeşitli hediyeler verilir. Şenliklere katılanlar piknik malzemelerini kendileri getirirler. Uzaktan gelenlere için ise gerek dernekler ve gerekse köy halkı ve yakın çevreden gelenler yemek verirler.
Şenlikler sabah başlayıp akşam biter. Yarışmaların arasında zaman zaman geleneksel kıyafetli gençler "Toy" yapar, yani milli ve mahalli oyunlar oynar, şarkılar söyler, şiirler okurlar. Akşam olduktan sonra eğlenceler biter ancak, devam etmek isteyen gençler köyde bir odada veya salonda toplanarak sabaha kadar düğün yapar, eğlenirler.