Off Canvas sidebar is empty

Edebiyat

Karaçay Malkar Edebiyatı ile ilgili Makaleler

NARTLARIN DEMİRCİSİ DEBET - VIII. KAFKASYA’DA HIRİSTİYANLIK KÜLTÜRÜ

Makale Dizini

VIII. KAFKASYA’DA HIRİSTİYANLIK KÜLTÜRÜ

[s. 40] Hıristiyanlık inancı, Kuzey Kafkasya bölgesinde, Musevîliğe göre daha tesirli olmuş ve daha geniş bir alana yayılmıştır. Yönetim merkezleri, bugünkü Karaçay-Malkar Türklerinin yaşadığı, Kuban ırmağının çıkış bölgesinde bulunan Bulgar Türkleri, dönemin en güçlü devletlerinden olan Bizans ile iyi ilişkiler kurmak istiyorlardı. Bu yakınlıktan yararlanmak isteyen Bizanslılar da, onlara Hıristiyan misyonerler göndermekte gecikmediler. Süryanî Rahibi Zacharias Rhetor, 537 yılında Kafkasya'da, Arran Başpiskoposu Karduşt'un yönetiminde bir piskoposluk kurulduğunu, Piskopos Karduşt'un, Hunca'yı, yani Bulgar Türkçesi'ni öğrenerek, yedi yıl süren bir çalışmadan sonra 544 yıllarında Hıristiyanlığın kutsal kitabı İncil ' 'i Hun diline, yani Bulgar Türkçesi'ne çevirdiğini söylemektedir. Ancak, İncil'in Bulgar Türkçesine çevrilmiş bu nüshası bugüne kadar bulunamamıştır [58].

Hazar Kağanlığında Musevîlik inancının yeri, Kağan ve saray erkanıyla sınırlıydı. Halbuki, ülke sınırları içerisinde Hıristiyanlık, bilhassa Ortodoks mezhebi oldukça yaygındı. Bizanslılar bu yüzden, 860 yılında, "Slav Azizi " [Aziz Apostol] şeklinde adlandırılan Konstantin'i [Krill], Hazar Kağanlığının başşehri İtil'e göndermişlerdi [59].

Kuzey Kafkasya'da 150 yıldan fazla kalan ve bu bölgenin en kudretli kavmi olan Peçenek Türklerinin [60] büyük çoğunluğu Hıristiyanlığı kabul etmişti [61]. Özellikle, Kafkasya'daki çeşitli kavimlerle karışarak yerleşik hayata geçen bir kısım Peçenek boyları Ortodoks ve Katolik mezheplerine mensuptular.

Kuzey Kafkasya'yı ve tarihte "Deşt-i Kıpçak " diye anılan bozkırları yüzyıllarca hakimiyet altında tutan Kıpçak [Kuman] Türkleri'nin büyük çoğunluğunun Hıristiyan olduğu bilinmektedir. İbn Batuta, Deşt-i Kıpçak bölgesinde yaşayan Türklerin Hıristiyan olduklarını ve Kerç limanında Hıristiyan Kıpçaklardan yardım gördüklerini anlatır. 1334 yılında Altın Orda Devleti'nin başkenti Saray şehrini ziyaret eden İbn Batuta, şehirde yaşayan Moğolların ve Asların Müslüman; Kıpçak Türklerinin, Çerkeslerin, Rusların ve Rumların Hıristiyan olduğunu söylemektedir [62]. Altın Orda Devleti Hakanı Batu Han 'ın oğlu Sartak [63] da bir Hıristiyan idi. Bu yüzden sarayda bir de Hıristiyan-Ortodoks Piskoposluğu kurulmuştu [64].

[s. 41] Kafkasya'da, Ortodoks mezhebinin yanı sıra Katolik mezhebi de kendisine hayat alanı bulmuştur. Cenevizli Hıristiyan misyonerlerin Kafkasya'da cirit attığı bilinmektedir. Hıristiyan-Katolikliğin Papa'sı, Kafkasya'ya ayrı bir önem vermiştir. Bu yüzden, Vatikan'da "Hazar ve Çevresi" adlı bir bölüm kurdurmuştur. Papa'nın talimatıyla çok sayıda Katolik misyoner Kuzey Kafkasya ' 'yı baştan başa dolaşmıştır. Bu misyonerlerin faaliyetleriyle ilgili Vladikafkas, Stavropol ve Beştav'da çok sayıda yazılı kaynak bulunmuştur.

Kuzey Kafkasya'da kendisine oldukça kuvvetli bir hayat alanı bulan Hıristiyanlık inancından, Karaçay-Malkarlıların da etkilenmemesi mümkün değildir Karaçay-Malkarlıların eskiden Hıristiyanlık inancına mensup olduklarını ileri süren ve bu konuda ilk görüş belirten L.İ. Lavrov'dur. Karaçay-Malkar'daki eski kilise harabelerinde çok sayıda Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar bulunduğunu söyleyen L.İ. Lavrov, Bizanslıların ve Gürcülerin etkisiyle, Karaçay-Malkarlıların Hıristiyanlık inancını benimsediklerini ileri sürmektedir. Ona göre, önceleri Hıristiyan olan Karaçay-Malkarlılar, Moğolların Kafkasya ' 'yı istila etmesiyle ve dolayısıyla Gürcü ve Bizans etkilerinin azalmasıyla, Hıristiyanlık inancını yavaş yavaş kaybetmişler ve eski Türk şamanist inançları ön plana çıkmaya başlamıştır [65].

Kafkasya ' 'da yaşayan Alanlar da, M.S. X. yüzyıldan itibaren, Bizans'ın etkisiyle Hıristiyanlığı benimsemişlerdir. Arap seyyahı Said El Magribî, Alanların Hıristiyan olduğunu söylemektedir [66]. Alanlar üç yüzyıl boyunca, Bizanslı din adamlarının da çeşitli propaganda ve misyonerlik destekleriyle, Hıristiyanlık inancını Kafkasya bölgesinde yaymışlardır. Hıristiyan Alanların Kafkasya'da iki büyük dinî merkezi bulunuyordu. V.F. Miller, bunlardan birincisinin, Karaçay'ın Aşağı Arhız bölgesinde kurulduğunu, V.A. Kuznetsov da, ikincisinin, bütün Kafkasya'nın en büyük dini merkezi olduğunu ve Malkar'ın Yukarı Çegem vadisinde kurulduğunu söylemektedir [67]. Karaçay bölgesinde, XI. yüzyıla ait, Hıristiyan Alanlardan kalma çok sayıda kilise, Malkar bölgesinde XIV-XV. yüzyıllara ait altından yapılmış bir haç, Holam Bızıngı ve Arhız bölgesinde Hıristiyan azizlerinin kayalara çizilmiş tasvir-freskleri ve üzerlerine haç sembolü çizilmiş kayalar bulunmuştur [68].

Hıristiyanlık inancının Karaçay-Malkar Türklerinin yüksek tabakasında az da olsa kabul gördüğü bilinmektedir. Sözgelimi, Malkar prenslerinden Aydabol oğlu Artutay ile tahtından indirilen sabık Gürcü Kralı I. Teymuraz, 1658 yılında, Rus Çarı Aleksey Mihailoviç ' 'i ziyaret için Moskova ' 'ya gitmişler; Aydabol oğlu Artutay burada, Rus Çarı ve sabık Gürcü Kralının telkinleriyle Hıristiyanlık inancını kabul etmiştir. Artutay kendi yurduna döndükten sonra, İsa peygamberin anısına, "İssa-Kala " adında bir kale inşa ettirmiş ancak kendisi bu kalenin son halini göremeden ölmüştür [69]. N. Kagıyeva, XIV-XV. [s. 42] yüzyıllarda yaşadığı tahmin edilen, Hazar kökenli, Karaçay-Malkar Prensi Tram Han'ın büyük bir ihtimalle Hıristiyan olduğunu ileri sürmekte, Tram Han ' 'ın küçük oğlu Soga ' 'nın oğlunun adının da Hustos [Hıristos] olduğunu söylemektedir [70]

Değişik tarihlerde, Kafkasya'da bulunan çok sayıda yabancı seyyah, misyoner ve araştırmacılar, Karaçay-Malkarlıların Hıristiyanlık inancına mensup olduklarını ifade etmektedirler [71]. 1654 yılında Kafkasya'da bulunan A. Lamberti şunları söylüyor: "Karaçaylılar, Svanlar, Cikler ve Çerkesler Hıristiyandırlar. Ancak bunların tapınaklarına [kiliselerine] gidip baktığınızda, onların aslında Hıristiyanlıkla bir alakalarının olmadığını görürsünüz." 1743 yılında Peterburg şehrinde bulunan Kabardey prenslerinden M. Atajukin ile A. Gilaksanov, Malkarlılar hakkında şunları söylüyorlar: "Onlar çok eskiden beri Hıristiyanlık esaslarına göre yaşarlar. Hayatlarını buna göre tanzim ederler. Halen, onların büyük çoğunluğu bu hayat tarzlarını devam ettirmektedirler. Sözgelimi, baharda yedi hafta ve yaz mevsiminin son iki haftasında, hiçbir şekilde et, süt ve yağ yemezler."

1743 yılında, General Eroptin, Çegem sakinlerine, Kızılyar [Kizlyarsk] soylularından Aleksey Tuzov'a götürmeleri için Hıristiyanlıkla ilgili bir kitap verir. Çegemliler ise ona, "Biz ölürüz fakat bu kutsal kitabı o Müslüman adama vermeyiz" şeklinde cevap verirler. Kafkasya'da İslam dininin yayılmasını engellemek için birtakım önemlerin alınması ihtiyacını duyan Hıristiyan din adamları heyeti, bir toplantı yaparak, Kafkasya'da Hıristiyanlığı yayma işini yürüten Gürcü misyonerlerin başarısız olduklarını, bundan sonra onların yerine Rus misyonerlerin bu işi yürütmesi gerektiğine karar verir. Bu heyetin, 8 Mart 1770 tarihli raporunda şöyle deniyor: "1745 yılında, Hıristiyanlığın esasları ile ilgili bir genelge Moskova'daki Başpiskoposa onaylatılarak, Osetlere, Küçük Kabardey bölgesine ve Kafkas Dağlılarına [Malkarlılara] gönderildi."

Gürcü vakanüvis Vahuşti, 1745 yılında şunları yazıyor: "Basianlarda [Malkarlılar], komşuları Osetlerde olduğu gibi, yöneticiler ve asiller Müslüman, köylüler [kara halk] Hıristiyandır. Ancak, Basianlarda ve Osetlerdeki Hıristiyanlık inancı yarım yamalaktır. Sözgelimi, bunlar yalnızca, domuz eti yiyenleri Hıristiyan, at eti yiyenleri de Müslüman olarak kabul ederler. " 1774 yılında Kafkasya'da bulunan İ.A. Goldenşted şunları söylüyor: "Basianlar [Malkarlılar] önceleri Gürcülere tabi idiler. Bu yüzden, Gürcü ve Yunan Ortodoks [Hıristiyanlık] inancının etkisiyle onlar Hıristiyan olmuşlardır. Onların yaşadıkları yerlerde eskiden kalma kiliselerin olması ve onların halen domuz eti yemeye devam etmeleri, onların eskiden Hıristiyan olduklarını göstermektedir. "

1794 yılında Kafkasya'da bulunan P.S. Pallas şunları söylüyor: "Çegem vadisinde yaşayan halk eskiden Hıristiyanlık inancına mensuptu ve onların kiliseleri vardı." 1798 yılında Kafkasya'da bulunan Polonyalı seyyah ve yazar Jan Pototskiy şöyle diyor: "Balkarlar, Kabardeylerin yanında, yüksek dağların arasında yaşayan ve Türk dilini konuşan bir halktır. Onlar putperesttirler ve tabiattaki birtakım güçlere inanırlar. [s. 43] Gürcü-Svanlar ve Abhazlar ise Hıristiyandır ve kiliselerine karşı büyük hürmet gösterirler. Yüzyıllardır onların kiliselerine otuz adım dahi yaklaşabilen olmamıştır. Balkarlar, ne olduğunu bilmeden, bazı Hıristiyan azizlerinin adlarıyla yemin ve dualar ederler. Balkarların yaşadığı yerlerde de Hıristiyan kiliseleri vardır. Balkarlar bu kiliselerin kapısını açıp içine girmiş değillerdir ama bu kiliselere büyük önem verirler ve saygı gösterirler."

S. Bronevskiy, 1823 yılında yazmış olduğu "Kafkasya'nın Tarihi ve Coğrafyası Hakkında Yeni [Son] Bilgiler" adlı kitabında şöyle söylüyor: "Malkarlılar şimdi İslam kanunlarına göre yaşıyorlar. Eskiden onlar Hıristiyan idiler ve domuz eti yiyorlardı. Şimdi de Hıristiyanlara ve Hıristiyan kiliselerine saygı gösteriyorlar. " 1846 yılında Kafkasya'da bulunan N. Danilevski, Karaçay, Malkar ve Çegemliler hakkında şunları söylüyor: "Onların eskiden Hıristiyan oldukları açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Onlar eski kiliselere ve kutsal Pazar gününe hürmet ediyorlar. Bir haç gördükleri zaman kalpaklarını başlarından çıkarıp saygı gösteriyorlar. Ayrıca her zaman sofralarında domuz eti bulunur. "

Çok ilginç bir durumdur ki, Karaçay-Malkarlıların eski halk takviminde ay ve gün adlarının hemen hepsinin, Hıristiyan azizlerinin adlarından miras kaldığı görülmektedir [72].

1. Başil-Ay [Aziz Vasili Ayı] : Ocak
2. Bayrım-Ay [Kutsal Meryem Ayı] : Şubat
3. Totur ' 'nu Al Ayı [Aziz Feodor ' 'un İlk Ayı] : Mart
4. Totur ' 'nu Art Ayı [Aziz Feodor ' 'un Son Ayı] : Nisan
5. Hıçaman-Ay [Hıristiyanlıkta Oruç Ayı] : Mayıs
6. Lukkol-Ay [Aziz Nikkol Ayı] : Haziran
7. Eliya-Ay [Aziz İlya Ayı] : Temuz
8. Kırkar-Ay [Sonbahar Ayı] : Ağustos
9. Kırkavuz-Ay [Aziz Georgi Ayı] : Eylül
10. Et Iyık-Ay [Et Haftası Ayı] : Ekim
11. Abıstol-Ay [Aziz Apostol Ayı] : Kasım
12. Endrevük-Ay [Aziz Andrey Ayı] : Aralık
1. Baş-Kün [Baş/İlk gün] : Pazartesi
2. Gürge-Kün [Aziz Georgi Günü] : Salı
3. Baraz-Kün [Aziz Paraskovi Günü] : Çarşamba
4. Orta-Kün [Orta gün] : Perşembe
5. Bayrım-Kün [Kutsal Meryem Günü] : Cuma
6. Şabat-Kün [Musevîlikteki kutsal Şabat] : Cumartesi
7. Iyıh-Kün [<Iduk-Kün=Kutsal gün] : Pazar

[s. 44] Karaçay-Malkar Türklerinin eski halk takviminde yer alan, Şubat ayını ve Cuma gününü ifade eden "Bayrım" sözü, Kutsal Meryem'in, yani Hz. İsa Peygamberin annesi Hz. Meryem'in adından kaynaklanmaktadır. Kutsal Meryem ' 'in adı, aynı zamanda, Karaçay-Malkarlıların eski inançlarına göre, "Aile kurma ve çocuk sahibi olma tanrıçası " olan "Bayrım-Biyçe"nin adına da kaynaklık etmiştir [73].

"Kırkavuz" [Eylül] ve "Gürge-Kün" [Salı] sözleri, Hıristiyan azizi "Georgi "nin adından miras kalmıştır. V.F. Miller, Yukarı Çegem bölgesinde, "Altın Aş-Kerge "nin, yani Aziz Georgi ' 'nin ruhuna büyük hürmet edildiğini söylemektedir [74]. Murat Aciyev, Hıristiyan Rus Kazaklarının Aziz Georgi'yi, Hz. İsa'dan bile daha çok sevdiklerini, onun Rus Kazaklarının ruhani atası ve koruyucusu olduğuna inandıklarını söylemektedir. M. Aciyev ' 'in, Karaçay ' 'da yaptığı bir seyahatte, Gürge-Kün [Aziz Georgi Günü] ile ilgili ilginç bir gözlemi vardır: "Karaçaylılar, Salı günleri çalışmıyorlar. Salı günleri önemli ve yorucu bir işe başlamıyorlar. Çünkü Salı gününde çalışmanın uğursuzluk ve felaket getireceğine inanıyorlar. Karaçaylılar anlamını bilmeden bu adeti hala devam ettiriyorlar. Halbuki, Salı günü [Gürge-Kün], Aziz Georgi ' 'nin günüdür. Onun gününde çalışılmaz. Salı günü dinlenme ve ibadet günüdür. " M. Aciyev ' 'in de işaret ettiği gibi, Karaçaylılar bugün bile Salı günlerinde önemli bir işe başlamanın uğursuzluk getireceğine inanırlar. Yeri gelmişken burada, Gürge-Kün ile ilgili, acı ama ilginç bir tesadüfü belirtmek istiyorum; Karaçaylı yazar Seyit Laypanov ' 'un "Gürge-Kün" adında bir romanı vardır. Bu roman, Karaçaylıların 2 Kasım 1943 yılında Orta Asya ' 'ya zorla sürgün edilişini anlatır. Karaçaylıların sürgün edildiği 2 Kasım günü "Gürge Kün" yani Salı günüydü. S. Laypanov bu yüzden romanına özellikle "Gürge-Kün " adını vermiştir.

Mart ve Nisan aylarını ifade eden "Totur " sözü, Hıristiyan azizi "Feodor "un adından miras kalmıştır. Holam bölgesinde bir eski kilise harabesi vardır ki buraya "Totur-Töbe " [Feodor ' 'un Tepesi] denir. Çegem bölgesinde "Totur-Kala " [Feodor ' 'un Kalesi] adında bir kale harabesi vardır ki, bu da Aziz Feodor'un adından hatıra kalmıştır. Karaçay-Malkarlılar eskiden, Mart ayının, "Aş-Totur "un [Aziz Feodor] doğduğu ay olduğuna inandıkları için, Mart ayının 21 ' 'inci gününde, kurbanlıklar keser, büyük şenlikler yaparlarmış. Anlaşılacağı üzere, aslında bu gün, gece ile gündüzün eşit olduğu ve baharın başladığı ilk gün, yani yeni yılın ilk günüdür. Karaçay-Malkarlılar bu gün için büyük hazırlıklar yaparlar, en güzel elbiselerini giyerler, en güzel yemekleri pişirirler ve bu günü kutlamak için "Aş-Totur-Taş "ın [Aziz Feodor'un Taşı] etrafında toplanarak dans ederler ve dileklerde bulunurlarmış. Öte yandan, "Aş-Totur " aynı zamanda, Karaçay-Malkarlılarda, "kurtların, avcıların ve çobanların koruyucusu" olarak bilinir. Aslında, Karaçay-Malkarlıların eski inançlarına göre, av hayvanlarının koruyucusu ve [s. 45] avcılık tanrısı "Apsatı "dır [75]. Fakat, Aş-Totur ' 'un Apsatı'nın en yakın dostu olduğuna inanıldığı için, Karaçay-Malkarlı avcılar ava giderlerken, Yukarı Çegem bölgesinin doğu tarafında bulunan "Aş-Totur-Taş " adlı kayanın yanına gelip, oklarından birini ve yanlarındaki yiyeceklerinin bir bölümünü bu kayanın üzerine koyarak dilekte bulunurlar; avdan dönerlerken de, yine Aş-Totur-Taş ' 'ın yanına gelip, Aş-Totur'a olan bağlılıklarını bildirirler ve avladıkları hayvanların etlerinden bir kısmını taşın üzerine koyarlarmış [76].

Aziz Paraskovi ise, Karaçay-Malkarlıların eski halk takvimindeki, "Baraz-Kün" [Çarşamba] sözüne kaynak olmuştur. Öte yandan, Aziz Paraskovi'nin adı, Gürcülerde "Paraskevi " [Cuma], Çeçenlerde "Pereska " [Cuma], Adıgelerde "Bereskeşhue " [Büyük Oruç] şeklinde görülmektedir [77].

Yukarıda verilen bilgi ve görüşler dikkatlice analiz edildiğinde, Karaçay-Malkar Türklerinin aslında Hıristiyanlığı hiçbir zaman gerçek anlamda kabul etmedikleri anlaşılmaktadır. Şüphesiz, Hıristiyanlık inancının, Karaçay-Malkar kültürüne fazlasıyla tesir ettiği görülüyor. Fakat dinî bakımdan, Hıristiyanlık inancının, Karaçay-Malkar Türklerinde, ancak sathi mahiyetten öteye geçemediği de ortadadır. Kafkasya ' 'da dolaşan seyyahların verdikleri bilgiler de bunu doğrulamaktadır. Seyyahlar, Karaçay-Malkarlıların gerçek anlamda Hıristiyan değil de, "Hıristiyan gibi " olduklarını ve onlardaki Hıristiyanlık inancının "yarım yamalak " olduğunu söylemektedirler.

Tarihte baktığımız zaman, büyük ve kitaplı dinleri kabul eden kavimlerin, eski inançlarının etkisinden kurtulamadıklarını ve yeni dinlerinin emirlerine aykırı olarak birçok eski gelenek ve inançlarını "kitabına uydurup" yeni dinlerini öyle tanzim ettiklerini ve hatta bunları yeni dinlerinin kutsal kitaplarına bile soktuklarını görmekteyiz. XIII. yüzyılda Kıpçak Türklerinin arasında bulunan Wilhelm Rubruk şunları anlatıyor: "Kıpçaklar mezarlarının üzerine yüksek bir tepe yaparlar, tepenin üzerine de bir heykel koyarlar. Bu heykellerin yüzü doğuya bakar. Zengin adamların mezarı üstünde ehram şeklinde bir ev yaparlar. Yeni bir mezar üzerinde on altı tane at derisi gördüm. Bunlar mezarın etrafına dörder olarak sırıklara asılmışlardı. Mezarın yanında kımız ve et bulunuyordu. Halbuki, bu mezarda yatan güya bir Hıristiyandır. " W. Rubruk'un bu gözlemlerinden, Hıristiyan misyonerlerin tesiriyle büyük bir kısmı Hıristiyan olan Kıpçakların eski şamanist inançlarını büsbütün bırakmadıkları, eski inançlarının kalıntılarının uzun zaman devam ettiği anlaşılmaktadır [78].

Hıristiyanlık inancı, Karaçay-Malkarlıların eski şamanist inançları, pagan adetleri ve çok tanrılı dinî inanç sistemleri üzerinde pek fazla etkili olamamıştır. Hıristiyanlık inancına ait bazı gelenekler ve birtakım Hıristiyan azizleri, Karaçay-Malkarlıların çok tanrılı [s. 46] eski inançlarıyla birleşerek onlarla uyumlu hale gelmişler ve doğaüstü güçlere sahip tanrı ve kutsal ruh karakterine bürünmüşlerdir [79].

Nartların demircisi Debet'in gök-tanrı ile yer tanrı'nın birleşmesinden doğduğunu daha önce söylemiştik. Debet ' 'in bir başka doğuş motifi daha vardır ki, bu motif, İsa Peygamberin, Hazreti Meryem ' 'den "babasız " doğuşu motifine benzemektedir. Şöyle ki, Debet ' 'in annesi Akbiyçe, "güvercin " kılığına girmiş bir "melek "ten, Debet ' 'e gebe kalmıştır. Hıristiyanlık inancına göre İsa Peygamber, Tanrı ' 'nın oğludur. Matta ' 'nın İncili ' 'ne göre, Hz. İsa vaftiz edildiği sırada, "Kutsal Ruh " bir "kuş " kılığına girerek onun başına konar ve gökten, "İşte benim sevgili oğlum budur " şeklinde bir ses işitilir [80].

Debet ile İsa Peygamber arasındaki bir diğer benzerlik, onların tababet mesleğine sahip olmalarıdır. Bilindiği gibi, İsa Peygamberin en büyük mucizelerinden birisi de, bir ölüyü diriltmesi mucizesidir. Debet, Raçıkav adlı bir kahraman tarafından kılıçla kafasının bir tarafı kesilen Gilastırhan ' 'ı iyileşirir. Debet, Gilastırhan ' 'ın kafasının kesilen yerine bakırdan bir levhayı monte eder. Yani Debet, Nartların demircisi olması yanında aynı zamanda onların doktorudur. Bu motif diğer Kafkasya Nart destanlarında değişik şekillerde anlatılır [81].

Öte yandan, Karaçaylıların ilk yerleşim yerlerinden biri olan "Hurzuk" köyünün adının, Batı Hun İmparatoru Attila'nın komutanlarından "Kursık"ın adından miras kaldığı sanılmaktadır. Ancak bu "Hurzuk " sözünün, "Hurs-uk " veya "Hurs-uruk" [Hurs'un soyundan] şeklinde teşekkül etmiş olabileceği de düşünülebilir. Karaçay-Malkar Nart destanlarında, Nart Örüzmek ' 'in yaşadığı yerin adı "Hurs-Halı "dır ki, bu söz "Hurs ' 'un yeri " veya "Hurs'un toprağı" anlamına gelmektedir [82]. Görüldüğü gibi, güneş-tanrı motifini taşıyan Hıristos [İsa Peygamber] ile Shurtuk [Debet] arasındaki benzerlikler hiç de az değildir.

IX. Sonuç

Çalışmamızın sonuç bölümüne geldiğimiz zaman, Karaçay-Malkar Nart destanlarında anlatılan Nartların demircisi Debet'in oluşumunda, değişik kültür unsurlarının oldukça önemli katkılar yaptığı anlaşılmaktadır. Sözgelimi, demircilik sanatıyla meşhur Davut Peygamberin, Karaçay-Malkar Nart destanlarının tanrı-demircisi Debet'e kaynaklık etmesi, Musevîlik inancının, Karaçay-Malkar Türklerinin kültürüne ne denli etki ettiğini ortaya koymaktadır. Nartların Debet'ten önceki tanrı-demircisi Shurtuk'ta ise güneş ve güneş-tanrı kültü ile Hıristos [İsa Peygamber] ve Hıristiyanlık inancının etkilerini görmekteyiz. Gerçi, "Shurtuk" ile "Hıristos" sözleri arasında bir bağlantı [s. 47] olduğu konusunda kesin ısrarlı değilim. Ancak, hiç olmazsa, İsa Peygamber ile Debet'in babasız doğuşları, güvercin kılığına girmiş melekler, güneş ve güneş-tanrı kültü, her ikisinin de sahip oldukları tababet [doktorluk] mesleği motifleri arasındaki benzerlikten yola çıkarak, Karaçay-Malkar Nart destanlarındaki tanrı-demirci Debet'in oluşumunda Hıristiyanlık kültürünün ve İsa Peygamberin katkısının olduğunu ortaya koymuş olduk.

Bütün bu anlattıklarımızdan ortaya çıkan sonuç ise, Karaçay-Malkar Nart destanlarında anlatılan Nartların demircisinin başlangıçtaki adının "Shurtuk" ve "Debet" şeklinde olmadığıdır. Elbette, Karaçay-Malkar Nart destanlarında mutlaka bir tanrı-demirci motifi vardı. Ancak biz onun başlangıçtaki ilk adını şimdilik bilmiyoruz. Yani, Karaçay-Malkar Nart destanlarındaki tanrı-demircinin başlangıçta başka bir adı vardı ve daha sonra bu ad, Hıristiyanlık ve Musevîlik kültürlerinin etkisiyle, "Shurtuk" ve "Debet" şeklinde değişmiş, Hıristos [İsa Peygamber] ve Davut Peygamberin adı, Karaçay-Malkar Nart destanlarının tanrı-demircisinin adına kaynaklık etmiştir.

_______________________________________________________

Adilhan Adiloğlu, "Kafkasya'da Hıristiyanlık Kültürü", Birleşik
Kafkasya Dergisi, Sayı: 18, Eskişehir, 1999, s. 40-47
_______________________________________________________

kamatur.org

Karaçay Malkar Türkiye

Login

{loadmoduleid ? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:? string:261 ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?}