Her milletin hayatında özellikle de yazı dilleri geç kurulan halklarda folklor'un büyük bir önemi olduğu şüphesizdir. Folklor halkın düşünce hazinesidir çünkü halk yıllardan beri hayatında görmüş olduğu acı ve sevinçlerini hayata bakışını iyilik arzusunu, âdet, töre, ahlâk gibi değerlere tapınmayı asırlar boyu nesilden nesile geçirerek folklorunda korumuştur. Söz ustalarının, isimleri unutulmuş olan şairlerin işlerinin taş ustalarının işlerinden daha da güçlü daha da kuvvetli olduklarını biz bugün de görüyoruz. Taştan yapılmış kuleleri zaman rüzgarı süpürmüşse de, halkın fikir hazinesi, masalları, efsaneleri, şarkıları ve ata sözleri 20. asırda da yeniliklerini kaybetmeden halkın yüreğinde yaşamaya devam ediyorlar. Bazen folklorik eserler ise dünya kültürünü zenginleştiren parlak yıldızlar gibi olmuşlardır. Böyle folklorik değerlerden biri de Kırgız halkının destanı Manas'tır.
Dünyanın en uzun destanı olan Kırgız Türkleri'nin "Manas" destanı konu zenginliği ve tasviri gücüyle dünya edebiyatının şaheserlerinden biri sayılır. Manas'ı okuyan, onu dinleyen herkesin bu destanın zenginliği, çeşitli alanlarla olan ilgisi karşısında hayrete düşmemesi mümkün değildir. Bu destanın esas konusu Manas'ın kendi halkının özgürlüğü ve bağımsızlığı için Çinli hanlara, Kalmuklara karşı savaşıdır. Bununla beraber Kırgız halkının günlük hayatı âdetleri, üzgün ve sevinçli zamanlarındaki töreleri, oyunları, düğünleri, türküleri; eski Kırgızların coğrafya, tıp, inşaat, astronomi, askerlik sanatıyla ilgili bilgileri de "Manas" destanında büyük bir yer almaktadır.
Ünlü kazak âlimi Çokan Velihanov 1856 yılında, "Manas" destanı hakkında şunları yazmıştır:
"Manas Kırgızların bütün mitolojisini, masallarını, efsanelerini bir zaman içine getirerek bir kahraman çevresinde toplamış olan Kırgız ansiklopedisidir. Bu destan Kırgızlar için bozkırda yapılmış bir İlyada gibidir. Kırgızların yaşayış biçimleri, gelenek ve görenekleri, dinî ve ahlâkî değerleri, coğrafyası, tıp bilgileri başka milletlerle ilişkileri bu destanda anlatılmaktadır. "Manas'ta geçen olaylar alışılmış kahraman eposunun ölçülerinin dışındadır.
Bundan dolayı, Manas'ı sadece bir edebiyat eseri gibi değerlendirmek pek doğru değildir. Bence "Manas" şifahen söylenmiş tam bir edebiyattır.
Sadece Kırgızlar değil Türk kökenli olan halkların hepsi bu destanda dil, etnografya, din, yaşayış biçimi, aile, soy, âdet, gelenek ve benzeri bakımlardan birbirlerine ne kadar yakın olduklarını rahatlıkla görebilirler.
Ben bu konuşmamda şu anda coğrafi bakımdan birbirlerinden uzakta bulunan Kırgızların ve Karaçay-Malkarların tarihin derinliklerinden gelen yakınlıklarının işaretini iyi korumuş olan iki eserinin: "Manas'ın " ve "Nart" destanlarının yakınlığı, paralelliği üzerinde durmak istiyorum.
"Nart" destanı "Manas" gibi evvelden beri bilinmediği ve "Nart" destanı hakkında ilmî çalışmalar son zamanlarda yapılmaya başladığı için "Nart" destanını kısaca anlatmak istiyorum.
Karaçay-Malkarlann folklorunda "Nart" destanı önemli bir yer tutar. Bu epos belli olduğu gibi Karaçay-Malkarlar\'dan sonra Kafkasya'daki diğer halklarda; meselâ adıglarda, asetlerde, abhazlarda, çeçenlerde de vardır. "Nartlar'ın " konularına benzer konulara Dağıstan'da da rastlanılmaktadır. Fakat o halklarda destanın ismi aynı bazen konuları ve kahramanları yakın olduklarına rağmen, Nartlar'ın her Kafkas halkında bulunmuş olan türünün diğerlerine benzemeyen onlardan farklı olan özellikleri çoktur. O da Nartlar'ı yaratan her halkın tarihi ve kendi yaşayış biçimiyle ilgilidir.
Özellikle de Nartlar'ın, Karaçay-Malkar varyantlarında çok eski zamanlardan gelen Türk-Moğol motifleri görülmektedir.
Karaçay-Malkarların "Nart" eposu birkaç bölümden meydana gelir.
Destanın ilk dizisinde Nartların yer yüzüne nereden çıktıkları, Örüzmek kahramanın devlere, yamyamlara ve Nartları zorlayan Kızıl Fak'a karşı savaşı, Şatanay'ın doğuşu ve onun Nartlar'a destek olduğu söylenilmektedir. İkinci bölümü Sosoruk adlı bir Nart kahramanının devlere karşı savaşarak Nartlara ilk önce ateş getirdiği ve yiğit oyunlarıyla ilgili efsaneleri içine almaktadır. Üçüncü kısım ise yer yüzünde ilk demirci Debet'i, onun oğlu eşi bir dev olan Alavgan ve torunu cesur Karaşavay hakkındadır. "Manas" destanındaki "Manas", "Semetey", "Seytet" parçaları gibi, "Nart" destanının bu bölümleri de birbiriyle bağlıdır. Kendilerine de "Nart" diye aynı bir ad onun için verilmiştir. Bu destana başlık olarak verilen "Nart" kelimesinin etimolojisi bugüne kadar açıklanmamış, tartışmalı bir problemdir. Bazen bilim adamlarının söylediklerine göre "Nart" demek "erkek adam" demektir, meselâ İngiliz alimi Beyli "Nart" kelimesinin Hint-Avrupa dillerindeki "nıthra" kelimesinden çıktığını ve "güçlü kuvvetli erkek" anlamında kullanıldığını söylüyor. Oset ilim adamı Abayev ise "Nart" kelimesi "nara" "güneş" diyen Moğol kelimesindendir. Sonunda -t oset dilinde çokluğu gösteren ektir. Kelimeler kendisi de "Güneşin çocukları" anlamındadır diyor.
Karaçay-Malkarlar ise "Nart" kelimesini "cesur, yiğit" anlamında kullanıyorlar. Gerçekten Karaçay-Malkarların Nartları güreşte yenilmeyen, arslan gibi savaşan zeki ve cesur kişilerdir.
Manas'ın baş kahramanı da Kırgız halkını birleştirmeye çalışan yiğit bir adamdır. Onun için o tarihle yaşamış olan bir insandır diye betimleniyor. Karaçay-Malkarlar'ın nortları ise masallarda şekilde tasvir ediliyorlar. Fakat Nartlar halkın hafızasında gerçekten de Kuzey Kafkasya'da yaşamış olan cesur insanlar gibi kalmışlardır.
Kırgızların "Manas'ını" ve Karaçay-Malkarların "Nartlarını" karşılaştırdığımız zaman onların yakınlıklarını gösteren ilk önce göze çarpan şeylerden biri iki destanın da mitoloji ile sıkı temasları olduğudur.
"Manas" destanında masallar, efsaneler, hikayeler tarihle ilgili olaylarda karışık bir şekilde verilmişler. Meselâ, "Manas" destanında Manas Neskapu devi ve onun sayıca çok ordusunu savaşta yeniyor. "Nart " destanında kahraman örüzmeğin eşi Satanay da Temirkapu devin dev ve adam ordusunu yeniyor. Daha bir örnek: Manas'a komplo kurmuş hanlar ona geldiği zaman Manas'ın taht'a oturduğu masallardaki gibi bir şekilde tasvir ediliyor. Onun tahtını korkunç bir ejderha ve yırtıcı kaplanlar koruyorlar. Onlar Manas'ın istediklerini istediği bir şekilde yapıyorlar. "Manas"ta masallara benzer bir diğer konu da avcıların Makel adındaki dev ile savaşlarıdır.
"Nart" destanın ise esas konusu bile masallara bağlıdır. Nortların bütün hayatları devler ve ejderhalarla savaşta geçiyor.
Destanların mitolojiyle ilgili ortak motifleri onların kahramanlarının ateşin taşların, kuşların ve hayvanların dillerini bildikleri ve başka bir çehre alabildikleridir, örneğin; "Manas" destanında Konurbay'ın gulyabani olduğu, Almanbet'in de sihir yaptığı gösteriliyor, veya Kırgız eposu "Seyteğ'in " bir varyantında Semetey'in eşi Ayçurek sihirbazlığı gücüyle başka bir kadına kendi cehresini veriyor ve düşmanları onu Ayçurek sanıyorlar.
"Nart" destanın kahramanı Karaşavay ve onun atı Gemuda da yüzlerini değiştirebildikleri, gulyabani oldukları söyleniliyor.
İki destanda da mecusilikle bağlı olaylar çoktur. Karaçay-Malkarlann babaları bir şeyin, meselâ yerin, göğün, taşın, ormanın da kendilerinin birer Tanrısı vardır diye inanmışlar. O inanç ve Tanrılara tapınma "Nart" destanında açıkça görülüyor. Meselâ en meşhur Nartlar; örneğin nartların demircisi Debet yer Tanrısıyla gök Tanrısının oğludur. Satanay'ın babası güneştir, annesi aydır, Örüzmek gök taşından doğmuştur diye söylenilir.
O doğduğu zaman onun el ayası kan olmuş, O ise halk arasında Almambet'in cesur bir insan olacağını gösteren bir işarettir.
Manas'ta putperestlikle ilgiyi gösteren bir örnek Manas'ın andıdır: Bana yer ceza versin, bana yüksek sonsuz gök ceza versin, bana keskin balta, ay-balta ceza versin. Veya Manas'ın babası ve arkadaşları ona: Sen üstümüzdeki Kuday-Tanrı gibi diye söylüyorlar. "Manas" ve "Nart" destanların ve bu destanlarda anlatılan olayların hangi devirlere ait olduğu bugüne kadar kesin olarak tesbit edilememiştir. Eğer bu destanlarda anlatılan olaylardan ilerlersek onların bazıları en eski devirlerle ilgilidir. Bu destanlarda anaerbille ilgili motifleri görmek mümkündür, örneğin, "Manas" destanında Manas'ın gücü, kuvvetiyle herkese belli olan kahraman bahadır kız Saykalla savaşı anaerkil ailenin işaretini taşıyan bir örnektir.
İki destanda da halkın hayatında kadının büyük bir yeri, onun önemi Manas'ın eşi Kanıkey'in ve Nart Örüzmeğin eşi Satanay'ın tiplerinde görülüyor. Meselâ Satanay Nortlara destek olması, yardım etmesi, akıl vermesi, eşi Örüzmeği ve Nartları çok belâdan kurtarması bahsediliyor.
Bütün Nartların kadınlarına ekmek pişirmeyi, dikiş dikmeyi, çıkrıkla eğirmeyi öğreten de Satanay olmuş diye söylenilir efsanelerde.
Nartların başı Örüzmek olursa da, O Satanay'la görüşmeden akıl danışmadan önce bir işe başlamamıştır. Manas'ın eşi Kanıkey de hikmet sahibi, ne olacağını önceden bilen bir bayandır. Satanay gibi o da her zaman eşine onun arkadaşlarına işi ve sözüyle destek olmuş, onun oyuna bilge Bakay'la Koşay da kulak asıyorlar. Manas büyük Beycin savaşına hazırlandığı zaman Kanıkey de onun ordusuna değişik elbiseler diktiriyor, yiyecekler hazırlatıyor. Kanikey'in, savaşta terzi de destek olacak diye söylediği onun aklım, hikmetini oldukça gösteriyor.
"Manas" ve "Nart" destanlarının en eski motiflerinden biride totemizm sayılabilir. Bilindiği gibi eski zaman adamları bazen hayvanların, otların ve ağaçların ilginç özellikeri vardır diye inanmışlar ve onlara tapınmışlardır. Meselâ bütün Türklerde belli olan bir motif kurt'a tapınma "Manas'ta " "Nart'larda " da rastlanılmaktadır. Destanlarda kurtun adını söylemeden ona bir başka isim verilir. Meselâ; "Manasta" "Kökjal" (gök yele) "Nartlar'da " ise kahraman Örüzmeğin kurt türküsüne "Jelpegey" (iliksiz) denilir. Eski zaman adamları kendilerinin tapındığı ağaçların ve hayvanların kendilerine yardım edeceklerine inanmışlar. Örneğin; "Nart" destanının baş kahramanı örüzmeği dişi kurt büyütmüştür, onun için nortlar örüzmek kurt sütünü içmiş ve kurtlarla yakınlaşmış diye inanmışlar veya "Nart" destanında Örüzmeğin kurt kürküsü onun her belâdan koruduğum, şeytanlar bile ona hiç bir kötülük yapamadıkları söyleniyor.
Bu ve buna benzer yukarıda bahsettiğimiz örnekler gösteriyor ki, Karaçay-Malkarların "Nartların'da" bu halkın uzun ömürleri içinde yüksek dağlarda başka halklardan ayrı olarak yaşadıkları nedeniyle en eski elemanlar, Türk-Moğol konular, motifler, tipler, toteme inanma ve tapınma gibi şeyler apaçık korunmuştur. Bunlar ortaklığın ne derecede olduğunu açıkça göstermektedirler.
"Manas'la" Nartlar'da onların kahramanların belirlemesinde de parallelik vardır. "Manas" destanının kahramanı Manas gücü bin savaşçıyla deng olan cesur bir bahadırdır. "Nart" destanın Örüzmeği de kuvvetli bir yiğittir. Bu iki kahramanın yiğitlikleri cesurluklarından sonra da onların akıllı kahramanın ordu başkanları oldukları da söyleniliyor. "Manas" her tarafa yayılmış olan göçebe ufuklarını toplayarak tam bir halk yapabilmiştir, Örüzmek de Nart ordusunun babasıdır diye söylenilir.
İki destanda da kahramanların dış görünüşlerinin, elbiselerinin, harp gereçlerinin, atlarının belirleme yollarının yakınlığı da dikkati çekiyor. Meselâ "Manas'ta "Almambet böyle tasvir edilir; kaçırganı jolborstoy, Kaysaganı albarstay Eregişken düşmanı Ecen-aman kalbetay."
"Nart" destanında Örüzmeğin betimlenmesi de şöyledir:
Tobe sanlı, arslan kollu Örüzmek
Sermegenin bügerça ösgendi bek
Tawlağa çıksa, çıpçık ayaklı
Törede söleşse - bağır cıyaklı
Dev yapılı arslan Örüzmek
Tuttuğunu koparan Örüzmek
Dağlara çıksa kuş gibi hafif
Törede konuşsa kılıç gibi keskin (ağır)
Karaçay-Malkarların "Nart" destanının "Manasla" yakınlığını oldukça açık gösteren onun dilidir, tarz özellikleridir, şiirlerinin biçimidir, tasvirî yollarının aynı olduğudur.
"Manas" ve "Nart" destanlarında en çok kullanılan tasvirî yollardan biri abartmadır.
İki destanda da onların kahramanlarının güçleri kuvvetleri boyları, uykuları, iştahları, olağanüstü bir şekilde tasvir edilir. "Manas kızdığı zaman gözlerinden ateş çıkıyor, o kızarak bakarsa, insan ölüyor diye söylenilir. Destanlarda "Nartlar'da " da Örüzmek nefesiyle bulutları saçıyor, devleri bir vuruşta öldürüyor, kızarak konuşursa, sesi gökgürültüsüne benziyor" diye söylenilir.
"Nart'larda" kahramanların gereçleri: kılıçları, yayları da olağanüstü bir şekilde verilir. Kılıç temiri taşı da aynen tereyağı kestiği gibi kesiyor, gerekirse uzayıp, gerekirse kısalıyor.
"Manas ve Nart kahramanları ve onların düşmanları tasvir edilirken Türklerce kutsal olarak bildiğimiz ve çok kullanılan üç, yedi, dokuz, kırk, altmış, bin ve tümen gibi sayılara oldukça çok yer verilir. Çoğunda bu sayılar Manas'ın ve Nartların ve onlarla ilgili her şeyi veya onların düşmanlarını mübalâğalı bir şekilde tasvir etmek için kullanırlar. Meselâ "Manas'ın " kahramanı Sırgak hakkında böyle söyleniliyor: "yeti tümön kol kelse jelbey tirip kol salğan" "Nart" destanında Örüzmek kına sakal Fuk'u öldürdükten sonra yedi gün ve yedi gece yağmur yağıyor, yahut devler üç yüz veya yedi yüz yıl yaşarlar diye söyleniliyor. Veya "Manas" destanında Manas çocukken bile yedi yüz kalmuğa karşı savaşıyor. "Nart" eposunda Nartların Kızıl Fuk'a verdikleri haraç altmış veya kırk sayılarla bağlıdır:
Kına sakal kızıl Fuk cinli idi
Nartla avur casakla sala edi
Cılğa altmış irik, altmış siy kane
Altmış kak kabarğa barğandı anga
Kırmızı sakallı kızıl Fuk cinli idi
Nartlara ağır vergiler koymuş idi
Yılda altmış iri koyun altmış sofra
Altmış kurutulmuş et giderdi ona
İki destanda da rastlanılan kırk sayısı ise bütün Türk destanlarını birleştiren epos sayı gibi, Türk destanlarının çoğunda, meselâ, Alpamış'ta, Oğuz-Name'de, Şora-Batır'da, Dede Korkut'ta da vardır.
"Manas'la" "Nart'larda" çok ve birbirine benzer bir şekilde kullanılan başka tasvirî yollardan biri de sıfatdır. Destanların baş kahramanları Manas ve Örüzmek betimlenirken, Türk dilinde konuşan bütün halklarda olduğu gibi "er", "dev ", "alp", "batır" sıfatları kullanılmış. Kanıkey'in ve Satanay'ın tasvir etmede ise aynı sıfatlar "göz kamaştıran güzel", "hikmetli", "bilge", "bilgiç", elinden gelmediği bir şey olmayan gibi sıfatlara rastlanılır. Manas'ın ve Nartların düşmanları ise: sinsi hilekâr Konurbey, üç başlı bir (tek) gözlü, çirkin, pis boğaz dev, teke sakallı Kızıl Fuk diye tasvir edilirler.
Destanlarda kahramanların atlarını tasvir etme yolları da biribirine çok benziyor. Meselâ Manas'ın atı Akkula'nın marala benzediği ve rüzgardan yaratıldığı söylenir, "Nartlar'da" da:
Kızıl Fuknu bardı celmawuz atı
Anga minse, baradı celden katı
Kızıl Fuk'un vardır celmavuz (ucube) atı
Ona minse giderdi rüzgar gibi diye tasvir edilir.
"Nartlar'da" rüzgar gibi hızlı koşan at anlamında "kuşceter at" "al at" ayağı cemi tutmağan at" gibi sıfatlar da kullanılırlar.
Sonuç olarak da bir iki cümle:
Kırgızların "Manas'ında" ve Karaçay-Malkarlann Nartları'nda biz yukarıda bahsettiğimiz paralellikler bu iki destanda olan ortak motiflerin binde biridir desek yanlış olmaz. Belirtilen konular özel çalışmaların, doktora tezlerinin malzemesi olacak derecede geniştir. Fakat bu konuşmamızda "Nart" destanı ile "Manas" destanının karşılaştırılmasını ilk olarak yapan bir çalışma olduğu için biz derin araştırmalara girmeden, sadece iki destandaki paralelliği, bazı ortak motifleri kaydetmekle yetiniyoruz.
Bu kısa çalışma bile gösteriyor ki, Türk milletinin tarihinin en eski devirlerine ait olaylarını, kültür hazinesinin en eski biçimini ortaklığının işareti olarak koruyan bizim destanlarımızdır, topyekün folklorumuzdur.
"Manas" ise dünya Türklüğünü bugüne kadar korumuş en büyük destan olarak bütün Türklerce altından, mücevherden kıymetlidir. Bunu anlayıp Türk dünyasının ilim adamları onu layık olduğu yere getirmeli, bütün dünyaya ilk önce de Türk dünyasına tanıtmalıdırlar. Bu tanıtmanın yolları çoktur. Onlardan biri de "Manas'ın" diğer Türk destanlarıyla ilmî şekilde karşılaşmamasıdır. Bu karşılaştırılmasının ilmî olarak yapılması hem ufkumuzu açacak hem de Türk dünyasındaki paralelleri ortaya koyacaktır, ilim adamları ve ilgililere seslenerek "Manas'ı" ve diğer Türk destanları üzerinde "Manas'ta" ve diğer Türk destanlarında Türk Tarihinin Yansıması "destanlara etnojografık yönden bakış", "Destanlarda mecusilik ve Anaerkillik "Destanların dili", "Destanlarda Mecusilik ve Anaerkillik" "Türk Geleneklerinin Yansıması" gibi konularda daha pek çok çalışma yapılabileceğini vurgulamak istiyorum.
"Manas" veya diğer Türk destanları ve bütün Türk folkloru üzerinde çalışma yapmak, konu ile ilgili olan ilim adamlarının ortak görevidir.
Kaynaklar
M. A. Kumahov, Z. Yu. Kumahova, Yazık adlgskogo folklora. Nartskiy epos, Moskova 1985.
Nartı. Geroiceskiş epos bolkartsev i karacayevtsev. Moskova, İzolatel\'stvo "Vostoçnaya Literatura " 1994.
Malkarlıla bla Karacaylılanı halk noeziya çığırmaçılıkları. Hazırlayan T.M. Haciyeva, Nalçik 1988.
Dümezil'j Osetinskiy epos i mifologiya, Moskova 1976.
Jirmunskiy V. M. Türkskiy geroiçeskiy epos. Leningrad, 1974.
Dalgat H. B. Kavkazskiye bogatırskiye Skazaniya drevnih tsiklov i epos o nortah. Skazaniye o nartah. Epos narodov Kavkaza, Moskova 1969.
Alpamış-Batır, Alma-Ata, 1961.
Vladimirtsov B. Ya, Mongolo - ayratskiy geroiçeskiy epos. Peterburg - Moskova 1923.
Abayev V. İ. Nartskiy epos, İzvestiya Severo - Osetinskogo Nil. Dzaycikay, 1945, cilt X.p. 18.
Baily H. W. Analesta indo - seythica, Yournal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and İrland. L. Parst, 3 - 4, p. 113.
Manas, Kirgizskiy geroiçeskiy epos. Moskova izofatelstro "Vostoçnaya Literatura ", 1988, c. 2-3.